Bu, bir adamın kabzedilen ruhunun kendiyle söyleşmesidir...
Ey Yolcu!
Bir kelime arıyorum senin gibi, nerede kaybettiğimi de hatırlamıyorum.
Varsa sende, ödünç verir misin, bir süreliğine?
Ey Yolcu!
Ne Züleyha’yı kına, ne Yusuf’un iffetini yok say.
Bil ki, Yusuf’un mintanını yırtan aşk, kendini yok ederek bu öyküyü yazdırdı.
Kutsal gerçeklerini bir yalana değiştirmesen, tanrıya verdiğin yakarışı büyü bozulduktan sonra değiştirmek zorunda kalmazsın!
Ey Yolcu!
Bir dost kaybetmek, acının ve yalnızlığın en derini olma
Tükendi
Gelince Haber VerBu, bir adamın kabzedilen ruhunun kendiyle söyleşmesidir...
Ey Yolcu!
Bir kelime arıyorum senin gibi, nerede kaybettiğimi de hatırlamıyorum.
Varsa sende, ödünç verir misin, bir süreliğine?
Ey Yolcu!
Ne Züleyha’yı kına, ne Yusuf’un iffetini yok say.
Bil ki, Yusuf’un mintanını yırtan aşk, kendini yok ederek bu öyküyü yazdırdı.
Kutsal gerçeklerini bir yalana değiştirmesen, tanrıya verdiğin yakarışı büyü bozulduktan sonra değiştirmek zorunda kalmazsın!
Ey Yolcu!
Bir dost kaybetmek, acının ve yalnızlığın en derini olmalı. Bir ikinci kendini kaybetmenin hüznü olmalı. Felek yanlışımızı yüzümüze vurduğunda, insanlığın derin pişmanlığı bizi sarmadan kapıyı çarpmadan gitmeli, dönmek istediğimizde o kapı tekrar açılabilsin yüzümüze!
Ey Yolcu!
Leyla, çöldeki serap gibidir. Yanına varırsın yok, uzaklaşırsın sana gülümser. Susuz çöllere düşen Mecnun olma sen. Çöllere düşeceksen bir daha, mataranı susuz bırakma!
Şimdi Ey Ruhum! Sen de Kendini Sürgün Et, kavrayışın ve bilgeliğin kadar...