Mehmet Rauf’un bütün eserleri içinde şöhretini borçlu olduğu esas eseri Eylül’dür. Şiir ve musiki dolu bir aşkın ele alındığı roman, edebiyat tarihimizin ilk başarılı psikolojik romanı kabul edilir. Romanda “yasak aşk” teması, cinselliğe dönüşmeden, “eylül” ayının hüzünlü atmosferinde çarpıcı bir şekilde işlenir. 1899-1900 yıllarında Servet-i Fünun dergisinde tefrika edildikten bir yıl sonra kitap halinde basılan Eylül, girift ruh tahlilleri ve çarpıcı tabiat tasvirleri ile ele aldığı konuyu başarıyla işleyen, edebiyatımızın klasiklerinden biridir.
“Ayaklarının altında çamurlanmış ç&
Tükendi
Gelince Haber VerMehmet Rauf’un bütün eserleri içinde şöhretini borçlu olduğu esas eseri Eylül’dür. Şiir ve musiki dolu bir aşkın ele alındığı roman, edebiyat tarihimizin ilk başarılı psikolojik romanı kabul edilir. Romanda “yasak aşk” teması, cinselliğe dönüşmeden, “eylül” ayının hüzünlü atmosferinde çarpıcı bir şekilde işlenir. 1899-1900 yıllarında Servet-i Fünun dergisinde tefrika edildikten bir yıl sonra kitap halinde basılan Eylül, girift ruh tahlilleri ve çarpıcı tabiat tasvirleri ile ele aldığı konuyu başarıyla işleyen, edebiyatımızın klasiklerinden biridir.
“Ayaklarının altında çamurlanmış çürük yapraklara bakarak ‘Evet, her şey çürüyor; demek biz de çürüyeceğiz!’ diye düşündü. Demek ki çürüyecekti, o da çürüyecekti! Böyle, hiçbir saadet gelmeden, daha henüz beklerken, bahusus hayatının nasıl gafil geçmiş olduğunu anladıktan sonra, artık bir şey de yapmak kabil olmadığını görerek, böyle çürümek, bitmek ona pek insafsızca, pek acı geliyordu.”