Osmanlı Devleti dediğimiz ulu çınarı kılıç, ilim ve adalet isimli dev kökler ayakta tutuyordu. Kılıç, devletin askeri gücünü temsil ediyordu. Söğüt gibi küçücük bir beldede 400 çadırla başlayan kutlu yolculuk yiğit gazilerin gayretiyle şanlı zaferlere dönüşüp üç kıtaya yayılmıştı. Böyle geniş bir coğrafyada 600 yıl hüküm sürebilmiş olmanın en önemli sırlarından biri de adalet ve hukuk idi. Elinizdeki kıymetli eserde Fatih Sultan Mehmet gibi çağ açıp çağ kapatmış muzaffer bir hükümdarla, kendi hâlinde gayrimüslim bir vatandaşın hakim
Tükendi
Gelince Haber VerOsmanlı Devleti dediğimiz ulu çınarı kılıç, ilim ve adalet isimli dev kökler ayakta tutuyordu. Kılıç, devletin askeri gücünü temsil ediyordu. Söğüt gibi küçücük bir beldede 400 çadırla başlayan kutlu yolculuk yiğit gazilerin gayretiyle şanlı zaferlere dönüşüp üç kıtaya yayılmıştı. Böyle geniş bir coğrafyada 600 yıl hüküm sürebilmiş olmanın en önemli sırlarından biri de adalet ve hukuk idi. Elinizdeki kıymetli eserde Fatih Sultan Mehmet gibi çağ açıp çağ kapatmış muzaffer bir hükümdarla, kendi hâlinde gayrimüslim bir vatandaşın hakim huzuruna çıkarılması ve hukuk önünde adil koşullarda yargılanmasını yakından inceleyecek; İstanbul Kadısı Hızır Bey’in verdiği hüküm karşısında Osmanlının tesis ettiği adalete hayran kalacaksınız. Tarihte eşine az rastlanabilecek bu benzersiz mahkeme, Osmanlı’nın hukuk ve adalet anlayışını en iyi şekilde yansıtıp özetlemektedir. Çınarı ayakta tutan üçüncü kök ise ilimdir. Büyük bir ilim adamı ve gönül sultanı olan Şeyh Edebali’nin can suyunu verdiği Osmanlı fidanı; Dursun Fakı, Molla Gürani, Molla Fenari, Molla Yegan, Hızır Bey, Emir Sultan, Hacı Bayram-ı Veli ve Akşemseddin gibi nice büyük alimin katkısıyla muazzam bir cihan devletine dönüştü. İstanbul’un fethine etkisini hiç kimsenin inkar edemeyeceği büyük şahi topun ardındaki matematik, geometri, tasarım ve mühendislik bilgi birikimi, Osmanlı ilim ve eğitim seviyesini ispata yeter. Şehrin Fatihi’nin yedi dil biliyor olması da ilmî anlamda takdire şayan ayrı bir muhteşemliktir. Elinizdeki kıymetli eserde Osmanlı kuruluş ve yükseliş dönemi alimlerini, kuruluş döneminin önemli siyasi ve askeri olaylarını sürükleyici bir anlatımla okuyabileceksiniz. Hızır Bey’in çocukluk yıllarından itibaren kat ettiği eğitim merhalelerini bir bir izleyeceksiniz. Osmanlı’nın derin ilim ve medrese atmosferini teneffüs ederek gönlünüzü ve dimağınızı şenlendirip ilmin ne kadar yüce ve yüceltici olduğuna bizzat şahitlik edeceksiniz. Ele alınan konuların tarihi hakikatlere uygun olarak anlatılması için büyük bir titizlik gösterilmiş olup bu durum eserin değerini bir kat daha artırmaktadır. Ayrıca stanbul’un ilk kadısı ve belediye başkanı Hızır Bey’in bilhassa çocuklarımız için bir rol model ve ilham kaynağı olacağına inanıyoruz.