Türk edebiyatının “hâce-i evvel”i Ahmet Midhat Efendi’nin 1875 yılında yayımladığı Felâtun Bey ile Râkım Efendi, edebiyat tarihimizde yanlış Batılılaşma teması üzerine eğilen ilk romanlardandır. Yazar bu romanında, kitaba adını veren iki karakter aracılığıyla Doğu ve Batı kültürlerini çarpıştırır. Bu bağlamda Felâtun Bey, daha sonra sıkça karşımıza çıkacak Bihruz Bey, Şöhret Bey, Efruz Bey gibi alafranga tiplerin de öncülüdür. Yazar kitabında kahramanlarının ruh hallerini ortaya koymak için yer yer mizahla harmanlanan ironik bir dil de kullanır. Dönemin en sevilen eserlerinden biri olan Felâtun Bey ile Râkım
Tükendi
Gelince Haber VerTürk edebiyatının “hâce-i evvel”i Ahmet Midhat Efendi’nin 1875 yılında yayımladığı Felâtun Bey ile Râkım Efendi, edebiyat tarihimizde yanlış Batılılaşma teması üzerine eğilen ilk romanlardandır. Yazar bu romanında, kitaba adını veren iki karakter aracılığıyla Doğu ve Batı kültürlerini çarpıştırır. Bu bağlamda Felâtun Bey, daha sonra sıkça karşımıza çıkacak Bihruz Bey, Şöhret Bey, Efruz Bey gibi alafranga tiplerin de öncülüdür. Yazar kitabında kahramanlarının ruh hallerini ortaya koymak için yer yer mizahla harmanlanan ironik bir dil de kullanır. Dönemin en sevilen eserlerinden biri olan Felâtun Bey ile Râkım Efendi edebiyatımızın kilometre taşlarındandır.
“Felâtun Bey’i tanır mısınız? Hani ya şu Mustafa Merakî Efendizade Felâtun Bey! Galiba tanıyamadınız. Fakat tanınacak bir çocuktur.
(...)
Râkım Efendi dediğimiz çocuk, eski Tophane kavaslarından birisinin oğlu olup bundan yirmi dört sene evvel pederi vefat eyledikte validesi elinde bir yaşında yetim olarak kalmıştı.”