Felsefeye Giriş, felsefenin soru ve sorunlarına çeşitli açılardan bakışın yanında felsefeye genel bir bakış anlamını da içermektedir. Çok değil bundan yirmi otuz yıl öncesine kadar piyasada felsefe adına yazılmış sınırlı sayıda kitap bulunurken, çeviri ya da telif şimdilerde sayının artmış olması oldukça sevindiricidir. Bu durum, Türk toplumunun giderek felsefeye daha sıcak yaklaştığının bir göstergesi olarak kabul edilebilir.
Felsefeyi sevdirmek, bir üslup meselesidir. Felsefeye mesafeli duranların birçoğu, kitaplarda kullanılan üslubun ve anlaşılmaz kavramların çokluğundan yakınmaktadır. Felsefeyi anlatanların felsefi terimleri çoğunlukla Ba
Tükendi
Gelince Haber VerFelsefeye Giriş, felsefenin soru ve sorunlarına çeşitli açılardan bakışın yanında felsefeye genel bir bakış anlamını da içermektedir. Çok değil bundan yirmi otuz yıl öncesine kadar piyasada felsefe adına yazılmış sınırlı sayıda kitap bulunurken, çeviri ya da telif şimdilerde sayının artmış olması oldukça sevindiricidir. Bu durum, Türk toplumunun giderek felsefeye daha sıcak yaklaştığının bir göstergesi olarak kabul edilebilir.
Felsefeyi sevdirmek, bir üslup meselesidir. Felsefeye mesafeli duranların birçoğu, kitaplarda kullanılan üslubun ve anlaşılmaz kavramların çokluğundan yakınmaktadır. Felsefeyi anlatanların felsefi terimleri çoğunlukla Batı dillerinden tercih etmeleri, bu mesafenin açılmasına sebep olmuştur. Oysaki bu terimlerden birçoğu, Türkçemizle karşılanabilecek durumdadır. Türkçemiz, gelişmiş bir dildir ve hem felsefe, bilim, sanat hem de din dili olarak rahatlıkla ihtiyaca cevap verebilecek seviyededir. Yeter ki bunu isteyelim.
Öyle sanıyorum ki son zamanlarda toplumumuzun felsefeye olan yakınlaşmasının en önemli nedeni, felsefeyle ilgilenen ve eser veren yazarlarımızın Türkçeyi öne çıkarmalarıdır. Bu düşünceyle biz de felsefi terimlerin olabildiğince Türkçelerini kullanmaya gayret ettik. En anlaşılır biçimde yazmaya çalıştığımız bu kitabın, Türk felsefe geleneğinin gelişip ilerlemesine katkı sunacağına inanıyoruz.