Âlemdeki düzen ve istikrarın bekâsı insan hayatının bekâsına bağlıdır. İnsan hayatının en güzel ve kâmil manada bekâsı, onun üreyip neslini devam ettirmesine bağlıdır. Neslin üreme ve devamı da karşı cinslerin birlikteliğine bağlıdır. Bu birlikteliğin (izdivacı) insanın taşıdığı yüce onur ve üstün vasıarına mutabık bir şekilde gerçekleşmesi gerekir. Bunun yolu da Hz. Adem’den beri carî ve meşru olan nikah akdinden geçmektedir. Nikahta sadakat, sevgi-saygı, merhamet, sorumluluk ve îsâr ahlakı hakimdir. Nefsin haramlardan korunması ve neslin temiz yoldan devamı meşruiyetle yani nikahla mümkündür. Nikah, yalnızlıktan kurtulm
Tükendi
Gelince Haber VerÂlemdeki düzen ve istikrarın bekâsı insan hayatının bekâsına bağlıdır. İnsan hayatının en güzel ve kâmil manada bekâsı, onun üreyip neslini devam ettirmesine bağlıdır. Neslin üreme ve devamı da karşı cinslerin birlikteliğine bağlıdır. Bu birlikteliğin (izdivacı) insanın taşıdığı yüce onur ve üstün vasıarına mutabık bir şekilde gerçekleşmesi gerekir. Bunun yolu da Hz. Adem’den beri carî ve meşru olan nikah akdinden geçmektedir. Nikahta sadakat, sevgi-saygı, merhamet, sorumluluk ve îsâr ahlakı hakimdir. Nefsin haramlardan korunması ve neslin temiz yoldan devamı meşruiyetle yani nikahla mümkündür. Nikah, yalnızlıktan kurtulma, çocuk sahibi olma, annelik-babalık gibi tarifi imkânsız duyguların yaşanması, akraba çevresinin genişlemesi ve nihayet temiz ve erdemli toplumun tesisini sağlayan kutsal çatıdır. Zinada ise böyle yüce özellikler bulunmaz. Zinada düzensizlik, sorumsuzluk, sevgisizlik, tahkir ve salt bedeni arzuların tatmini söz konusudur. Zina toplumda iet ve nezahetin kaybolmasına, ahlakî değerlerin temelden sarsılmasına, ailelerin dağılmasına, hısımlık, komşuluk, arkadaşlık bağlarının kopmasına ve çoğu kez husûmet ve cinayetlere neden olur. İnsanlığın kemâli, sosyal bünyeyi kemiren, çürüten ve her türlü bireysel ve toplumsal felaketin müsebbibi olan zinada değil, nikahın kerâmet ve nezahetindedir. İşte bu ve daha birçok tahribâtı nedeniyle zina İslâm’da ve bütün semâvî dinlerde şiddetle yasaklanmış müeyyideli bir suçtur. Bu konunun seçilmesinin en temel nedeni İslâm dairesinde olan ve kendisini bu dairede gören bireyleri zinanın mahiyeti hakkında fıkhî açıdan bilgilendirmektir. Çünkü bir Müslümanın bu hükümleri bilmesi hem hakkı hem de görevidir. Çalışmanın alana yabancı olanları ve yeterli bilgiye sahip olmayanları doğru şekilde bilgilendirme, yanlış bilgileri düzeltme, önyargı ve kasıtlı yaklaşımları ortaya koyma gibi gayeleri bulunmaktadır. Çalışma aynı zamanda bu alanda tahsil ve araştırma yapanlar için bir el kitabı olma özelliği de taşımaktadır. Çalışmamızda İslâm hukukunun temel kaynakları Kur’ân, Sünnet ve ictihad lardan oluşan yani fıkıh disiplinindeki orijinal zina ahkâmı ortaya konmaya çalışılmıştır. Kitapta zinanın mahiyeti, korunan hukukî yarar, zinayı önleyici tedbirler, suçun unsurları ve suçun özel beliriş şekillerine yer verilmiştir. Zinanın ispat yolları ayrıntılı olarak sunulmaya çalışılmış daha sonra zina cezası, çeşitleri, infaz ve infaz usullerine yer verilmiş, bu cümleden olarak recm cezası ve etrafındaki tartışmalar da olabildiğince objektif ve geniş şekilde sunulmaya çalışılmıştır.