İslam akide ve amel gibi birbirini tamamlayan iki temel unsurdan meydana gelir. Akidesiz amel etmenin bir anlamı olmadığı gibi, amelsiz imanın da devamlı ve sıhhatli olması mümkün değildir. İslam`ın amel cephesi, yani muamelat; fert ve toplum hayatının tabi olması gereken kurallarla helam ve haram hudutlarını tayin eder. Müslüman, yapması ve yapmaması gerekenleri bilmek zorundadır. Aksi halde İslam`ı yaşaması mümkün olmaz. Yapılması ve yapılmaması gerekenleri, yapılması hoşgörülenleri ve hoş görülmeyenleri Allah`ın kitabı ve Resul`ün sünneti belirler. Herhangi bir konuyla ilgili olarak ayet, hadis veya sahabe uygulamasını (yani delilleri) bilmeden amelde bulunmak taklitçi
Tükendi
Gelince Haber Verİslam akide ve amel gibi birbirini tamamlayan iki temel unsurdan meydana gelir. Akidesiz amel etmenin bir anlamı olmadığı gibi, amelsiz imanın da devamlı ve sıhhatli olması mümkün değildir. İslam`ın amel cephesi, yani muamelat; fert ve toplum hayatının tabi olması gereken kurallarla helam ve haram hudutlarını tayin eder. Müslüman, yapması ve yapmaması gerekenleri bilmek zorundadır. Aksi halde İslam`ı yaşaması mümkün olmaz. Yapılması ve yapılmaması gerekenleri, yapılması hoşgörülenleri ve hoş görülmeyenleri Allah`ın kitabı ve Resul`ün sünneti belirler. Herhangi bir konuyla ilgili olarak ayet, hadis veya sahabe uygulamasını (yani delilleri) bilmeden amelde bulunmak taklitçiliktir ve gerek mezhep imamları, gerekse diğer selef alimleri müslümanları bundan men etmişlerdir. Dolayısıyla, her müslümanın delilere yönelme mecburiyeti vardır. İslam fıkhı; teorik kalıplardan, faraziyelerden ve bir takım soyut terimlerden ibaret olmaz. Fıkıh; pratik, canlı ve delillere dayalı olmak zorundadır. İşte "Fıkhu`s - Sünne" müslümanın günlük hayatında yapması ve yapmaması gerekenleri en ince ayrıntılarıyla, Kur`an, Sünnet ve selefi salihin`den deliller sunarak ortaya koyan mufassal bir eserdir. Müslüman, ihtiyaç duyduğu bütün fıkıhi konuları bu eserde genellikle dilleriyle birlikte bulabilirler. Eser de hemen bütün fıkhi meseleler ele alınmış olup, konuyla igili sahabe, tabiin ve müctehid imamların görüşlerine de yer verilerek delilerinin kuvvetliği veya zayıflığı da incelenmiştir.