“İlim ve hikmet sahibi Yüce Allah’ın keremiyle fıkıh usûlü alanında kaleme almaya teşebbüs ettiğimiz Kur’an ve Sünnet’in Açık ve Kapalı Lafızlarla Hükümlere Delâleti başlıklı bu tezi hazırlarken, selef-i sâlihînin ufuklardan yaymış oldukları güzel rayihalardan esinlendik. Zira selef-i sâlihîn, önceden olduğu gibi şimdi de fikir hayatının ruhu, tarihin ana unsurudurlar. Onlar, nefislerine zulmeden gâfil ve cüretkâr câhillere karşı bu dini korumak üzere Allah tarafından seçilmiş kimselerdir.
Lafızlar meselesi, fıkıh usûlü
Tükendi
Gelince Haber Ver“İlim ve hikmet sahibi Yüce Allah’ın keremiyle fıkıh usûlü alanında kaleme almaya teşebbüs ettiğimiz Kur’an ve Sünnet’in Açık ve Kapalı Lafızlarla Hükümlere Delâleti başlıklı bu tezi hazırlarken, selef-i sâlihînin ufuklardan yaymış oldukları güzel rayihalardan esinlendik. Zira selef-i sâlihîn, önceden olduğu gibi şimdi de fikir hayatının ruhu, tarihin ana unsurudurlar. Onlar, nefislerine zulmeden gâfil ve cüretkâr câhillere karşı bu dini korumak üzere Allah tarafından seçilmiş kimselerdir.
Lafızlar meselesi, fıkıh usûlünün en önemli konularından biridir. Çünkü insanlar, Allah’ın kendileri için seçip kıyamete kadar bâki kıldığı iki temel kaynak olan Kur’an ve Sünnet’in hükümlerine muhatap kılındıklarından bunların hikmetli lafız ve ibareleri satırlardan sadırlara aktarılmak suretiyle tatbikat alanına aksettirilmelidir. Âyet ve hadislerin pratiğe yansıtılıp ete kemiğe bürünebilmesi için ise lafızlarının insanlar nezdinde anlaşılır olması gerekmektedir. Zira insanların bu kaynaklardaki hükümleri uygulayabilmeleri, lafızlarının delâletlerini bilmelerine bağlıdır. Bu durum, Allah’ın her şeyi hakkıyla yaratıp hiçbir şeyi abes yaratmamasının kaçınılmaz kıldığı bir husustur.”
Dr. Abdullah Azzam