Anadolu kadınının yirmi birinci yüzyılda bile süren ezilmişliğine, bitmez tükenmez bir baskıyla değersizleştirilmesine, on beşindeki bir çocuğun dizlerine inen saçlarının siyahı kadar kara yazgısı üzerinden bir bakış “Gecenin Ayazı”. Yolun, elektriğin, suyun olmadığı Ardahan’ın bir köyünden su ülkesi Hollanda’ya uzanan bir “çocuk gelin” dramı.
Gurbetçilerin geleneksel yapı ile modern yaşam arasındaki ikilemini, “hayatını kurtarmak” için gittiği ülkelerdeki ekonomik sıkışmışlığını arka fona alan bu kitap
Tükendi
Gelince Haber VerAnadolu kadınının yirmi birinci yüzyılda bile süren ezilmişliğine, bitmez tükenmez bir baskıyla değersizleştirilmesine, on beşindeki bir çocuğun dizlerine inen saçlarının siyahı kadar kara yazgısı üzerinden bir bakış “Gecenin Ayazı”. Yolun, elektriğin, suyun olmadığı Ardahan’ın bir köyünden su ülkesi Hollanda’ya uzanan bir “çocuk gelin” dramı.
Gurbetçilerin geleneksel yapı ile modern yaşam arasındaki ikilemini, “hayatını kurtarmak” için gittiği ülkelerdeki ekonomik sıkışmışlığını arka fona alan bu kitapta Ezo’nun kırsaldaki sefaletten Avrupa’nın ortasında başka türlü bir sefalete sürüklenişine, “Bu kadarı ancak filmlerde olur,” dedirten hayat mücadelesine, yıkıldığı her an küllerinden yeniden doğuşuna tanıklık edeceksiniz.
“Gecenin Ayazı”; yalanlar üzerine kurulu bir hayatın ortasındaki savunmasız bir kadının, Ezo’nun hüzün dolu otobiyografisi.