Çoğumuz için *Sovyet Yüzyılı* çoktan geride kalmış, çok ama çok uzaklardan bize bakmaktadır. 1917 deneyiminden bahsetmek dahi bugün neredeyse her tür *dogmatik* düşüncenin şeytani miladı olarak tarif ediliyor. Türlü menkıbelerle anlatılan ya da çoğu eleştirisiz bir sahiplenme içerisinde bir konu gibi görünen Sovyet deneyimi bugün en basitinden eskimiş ve eskiye ait kodlanır. Geçmişte Lenin’e atıf yapılmadan cümle kurabilmek bile mümkün değilken bugün Lenin’e, Troçki’ye, Buharin’e ya da Zinovyev’e atıfla konuşmak mazide çakılıp kalan bir muhafazakar/dogmatik yaftalamadır artık. Oysa her devrimci hareket kendisinden önceki devrimci hareket ve akımların fikir, tartışma ve deneyimlerinden beslenir, onlara geri döner. Onlara atıfla bugünkü de
Tükendi
Gelince Haber VerÇoğumuz için *Sovyet Yüzyılı* çoktan geride kalmış, çok ama çok uzaklardan bize bakmaktadır. 1917 deneyiminden bahsetmek dahi bugün neredeyse her tür *dogmatik* düşüncenin şeytani miladı olarak tarif ediliyor. Türlü menkıbelerle anlatılan ya da çoğu eleştirisiz bir sahiplenme içerisinde bir konu gibi görünen Sovyet deneyimi bugün en basitinden eskimiş ve eskiye ait kodlanır. Geçmişte Lenin’e atıf yapılmadan cümle kurabilmek bile mümkün değilken bugün Lenin’e, Troçki’ye, Buharin’e ya da Zinovyev’e atıfla konuşmak mazide çakılıp kalan bir muhafazakar/dogmatik yaftalamadır artık. Oysa her devrimci hareket kendisinden önceki devrimci hareket ve akımların fikir, tartışma ve deneyimlerinden beslenir, onlara geri döner. Onlara atıfla bugünkü deneyimini anlamlandırmaya çalışır. İşte bu sebeple 1917 sadece geçmişe bugüne değil geleceğe dairdir ve Gelecek 1917 tarihten sınıfa, kültürden devrime tüm birikimlerin ışığında bir projeksiyon yaratma, bugünü besleme geleceğe umut ve mücadele taşıma çabasıdır.