Gelincik Çeşmesi, yitirilen çocukluğumuza bir ağıt... Hepimize dostluğun, arkadaşlığın ve paylaşmanın güzelliğini yeniden hatırlatacak şiirsel bir anlatı... Bu kitapta 70’li yılların yoksulluğunu, hastalıklarını, komşuluk ilişkilerini, hayvan sevgisini, mahalle esnafını ve yaramazlıklarımızı okurken, ilkokul yıllarımıza geri döneceğiz; bazı satırlarında gülümseyecek, bazı satırlarında ise hüzünleneceğiz.
Çaresi yoktu gidecektim. Parayı aldım ve yokuş aşağı inmeye başladım. Gelincik Çeşmesi’nin oraya gelince kalbim küt küt atmaya başladı. Meydana inen kısa yokuşun başında biraz durup kasap dükkanlarının olduğu yere baktım. Ramo Dayı kapının önünde yoktu.
Yavaş adımlarla dükkanın önüne geldim. Dükkana iki basamaklı merdivenle i
Tükendi
Gelince Haber VerGelincik Çeşmesi, yitirilen çocukluğumuza bir ağıt... Hepimize dostluğun, arkadaşlığın ve paylaşmanın güzelliğini yeniden hatırlatacak şiirsel bir anlatı... Bu kitapta 70’li yılların yoksulluğunu, hastalıklarını, komşuluk ilişkilerini, hayvan sevgisini, mahalle esnafını ve yaramazlıklarımızı okurken, ilkokul yıllarımıza geri döneceğiz; bazı satırlarında gülümseyecek, bazı satırlarında ise hüzünleneceğiz.
Çaresi yoktu gidecektim. Parayı aldım ve yokuş aşağı inmeye başladım. Gelincik Çeşmesi’nin oraya gelince kalbim küt küt atmaya başladı. Meydana inen kısa yokuşun başında biraz durup kasap dükkanlarının olduğu yere baktım. Ramo Dayı kapının önünde yoktu.
Yavaş adımlarla dükkanın önüne geldim. Dükkana iki basamaklı merdivenle iniliyordu. Yani geriye dönüp kaçmak zor görünüyordu. İlk basamağı indim ve orada bekledim. Ramo Dayı kalın, tahta masanın başında, elinde koca satırıyla et doğruyordu. Beni görünce başını kaldırdı:
– Ne istiyorsun hanım kız, dedi.