Şahin... Neredeyse hiç görmediğim babam, annemin neredeyse hiç görmediği kocası. Yıllardır muhatap olduğum “Baban nerede?” sorusuna, “işte”, “evde”, “memlekete gitti” gibi bir çırpıda verilebilecek cevaplar verebilmeyi çok isterdim. Babamın nerede olduğunu, nasıl bir bahtsız olduğunu kimseye izah edemedim. Kabul etmek gerekirse, masumiyetinden zaman zaman ben de çokça şüphe ettim. Kadere saygımız, tekrara göre değişiyor. Başımıza bir iş geldiğinde, bunu aksilik olarak kabul edebiliyor ve sineye çekiyoruz; bu aksilik ikinci kez geldiğinde, geldi mi üst üste gelir diyoruz, üçüncüsü t
Tükendi
Gelince Haber VerUyandıktan sonra üçümüz de yatağının kenarına iliştik, elini tuttum. Annemin elini en son ne zaman tuttuğumu hatırlamıyordum. Ne tuhaf, çocukken bırakmaktan ölesiye korktuğun eli, büyüdüğünde tutunca garipsiyordun. İnsan büyüdükçe elini çekiyordu annesinden.
İçimizde bir yerden konuşuyor Şermin Yaşar… Bu coğrafyanın en derin kederlerini en “bizlik” hayat acemilikleriyle harmanlıyor. İncinmişliklerimizi gülünesi aşklarımızla iyileştiriyor. Gerçek edebiyatın “insanın ruhu”na inen bir merdiven olduğunu her öyküsünde hatırlatarak.