‘Göbeğini Kaşıyan Adam’ın Psikanalizi, bir yandan özellikle 80 sonrası Türk edebiyat eleştirisinde çokça kullanılmaya başlanan ‘kayıp ideal’, ‘mağdur’, ‘baba’, ‘Türklük’, ‘özne’ gibi kavramların neyi gösterdiğini incelerken, diğer yandan da özellikle sol edebiyat eleştirmenleri tarafından uygulanan bu tür bir edebiyat eleştirisinin nasıl bir toplum tahayyül ettiğini araştırmaya çalışıyor. Çalışmanın amacı, bu tür bir eleştirinin Türk edebiyat tarihini tarihsel olarak var olmayan bir kalkış noktasından değerlendirdiğini göstermeye çalışmak yanında özellikle Batı düşüncesinden hareketle oluşturulan bu kalkış noktasının Batı’daki kavramsal birikimi de tahrip ettiğini işaret etmek. Dolayısıyla söz konusu sol edebiyat eleştirisinin, hem Türk
Tükendi
Gelince Haber Ver‘Göbeğini Kaşıyan Adam’ın Psikanalizi, bir yandan özellikle 80 sonrası Türk edebiyat eleştirisinde çokça kullanılmaya başlanan ‘kayıp ideal’, ‘mağdur’, ‘baba’, ‘Türklük’, ‘özne’ gibi kavramların neyi gösterdiğini incelerken, diğer yandan da özellikle sol edebiyat eleştirmenleri tarafından uygulanan bu tür bir edebiyat eleştirisinin nasıl bir toplum tahayyül ettiğini araştırmaya çalışıyor. Çalışmanın amacı, bu tür bir eleştirinin Türk edebiyat tarihini tarihsel olarak var olmayan bir kalkış noktasından değerlendirdiğini göstermeye çalışmak yanında özellikle Batı düşüncesinden hareketle oluşturulan bu kalkış noktasının Batı’daki kavramsal birikimi de tahrip ettiğini işaret etmek. Dolayısıyla söz konusu sol edebiyat eleştirisinin, hem Türk edebiyatının tarihsel gelişimini ve hem de Batılı kavramların tarihini kendileri için ‘ideal’i olarak kurguladıkları soyut bir evrensel noktadan hareketle çözümlediklerini göstermek.
Dolayısıyla ‘Göbeğini Kaşıyan Adam’ın Psikanalizi, sadece dar bir eleştirmenler topluluğuyla sınırlı olmayan, kendi ‘iktidar’ını da kurmuş olan kavramları ve kavrayışları yerinden edecek bir okuma yapıyor.