Mesude Demiroğlu, “Kadın… Hep Kadın” öykülerinden sonra bu çalışmasıyla zamanı “hayat” yapan, yaşanmış yılları destan kılan değerli bir kitaba daha imzasını atıyor. Ergani’nin genç öğretmeni, ömrünün ipliğini erdemle ve iyilikle dokurken fonda koca bir coğrafya deviniyor. Anılarındaki sevgili kenti Gülbaran, bütün sesleri, tatları ve renk- leriyle sayfalarda gülümsüyor. Mesude Demiroğlu, çocukluğun anılarla dolu büyülü hazine sandığını açarken zengin bir etnolojik malzemeyi de hikâye tadında sunuyor. Okuyoruz ve düş
Tükendi
Gelince Haber Ver
Mesude Demiroğlu, “Kadın… Hep Kadın” öykülerinden sonra bu çalışmasıyla zamanı “hayat” yapan, yaşanmış yılları destan kılan değerli bir kitaba daha imzasını atıyor. Ergani’nin genç öğretmeni, ömrünün ipliğini erdemle ve iyilikle dokurken fonda koca bir coğrafya deviniyor. Anılarındaki sevgili kenti Gülbaran, bütün sesleri, tatları ve renk- leriyle sayfalarda gülümsüyor. Mesude Demiroğlu, çocukluğun anılarla dolu büyülü hazine sandığını açarken zengin bir etnolojik malzemeyi de hikâye tadında sunuyor. Okuyoruz ve düşünüyoruz. Diyar- bakır düğünlerine birlikte gidiyor, Sur içindeki okula onunla yürüyor, kan davalarını bitiri-yor, sınıfında onu dinliyoruz. Gülbaran’dan Ankara’ya uzanan yolda yazarın bıraktığı ve şimdi dönüp topladığı anılar, örnek bir onurlu hayatın öyküsüne dönüşüyor.