"Dışarı çıktıklarında polis arabasını gördüler. İçlerindeki korku bir kat daha arttı. Gecenin karanlığında polisler onları nereye götürüyordu?" "Arkalarında yürüyen askerlerin kara basarken çıkarttığı ses ürkütücüydü. Duydukları ses daha da ürkütücüydü: "Şu kız bugün savcılıkta ifade verdi. En az sekiz yıl yatar." diyorlar." Soğuk kış günleri geride kalmıştı. Havalar yavaş yavaş ısınıyordu. İlkbahar gelmişti. Çiçekler açıyor, her yer yeşeriyordu. Yeni mevsim, yeni yeni umutlar, yeni heyecanlar yaratıyordu Gülfidan‘ın içinde. Hala umudunu yitirmemişti. Bu yaz her şeyin düzeleceğine inanıyordu." "Mektubu defalarca okudu. Eli değdi diye kağıdı kokladı, öptü. Günlerce koynunda sakladı. Evdekilerin eline geçer diye korkudan sobaya atıp yaktı. Yazdıklarını yüreğine kazıdı." "Tokalaşmak için elini uzattı, eli sıcacıktı. Kafasını kaldırıp gözlerine baktı, sevgi ve muhabbetle bakıyordu. İnsana güven veren bir yanı vardı. "Ona gözü kapalı güvenebilirim." diye düşündü.