*Almanya penceresinden bakarak M. Akif merhumun mısralarını değerlendiren İsmail abimize teşekkürler.
Tahsilini ve iş hayatını Almanya’da geçirmiş olanlar için yazarın uzun uzun anlatımları aslında Almanya’da çalışan/yaşayan insanımızın yaşadıklarına bir mukaddime mahiyetindedir.
Öncelikle şu gerçeği belirtelim. Avrupa’ya ilk gelenler ya para kazanmak için işçi olarak veya tahsil için talebe olarak geldi.
Madalyonun bir yüzüne bakınca bu olayı kaderin bir tezahürü olarak görüyoruz. Zira kul rızkını aramakla mükellef ve benim işçi kardeşimin rızık nasibi demek ki oralardaymış. Talebe kardeşimin kaderinde de, hem istikbaldeki rızkının hazırlığını yapmak ve hem de *ilim Çin’de de olsa git, al* dini yaklaşımını tatbik etmiş
Tükendi
Gelince Haber Ver*Almanya penceresinden bakarak M. Akif merhumun mısralarını değerlendiren İsmail abimize teşekkürler.
Tahsilini ve iş hayatını Almanya’da geçirmiş olanlar için yazarın uzun uzun anlatımları aslında Almanya’da çalışan/yaşayan insanımızın yaşadıklarına bir mukaddime mahiyetindedir.
Öncelikle şu gerçeği belirtelim. Avrupa’ya ilk gelenler ya para kazanmak için işçi olarak veya tahsil için talebe olarak geldi.
Madalyonun bir yüzüne bakınca bu olayı kaderin bir tezahürü olarak görüyoruz. Zira kul rızkını aramakla mükellef ve benim işçi kardeşimin rızık nasibi demek ki oralardaymış. Talebe kardeşimin kaderinde de, hem istikbaldeki rızkının hazırlığını yapmak ve hem de *ilim Çin’de de olsa git, al* dini yaklaşımını tatbik etmiş olmak için oralara gitmek varmış.
Madalyonun diğer yüzü maalesef pek öyle masum ve makûl görünmüyor. Zira, dini, dili, örf-adeti, ahlakı, yaşam şartları bize hiç uymayan bir ülkeye terkedilmiş olan insanımızın dinini, dilini, örf adetlerini kaybetmemek için çırpınışları Almanya’yı acı Vatan kılmıştır.
İşte bu aidiyetini ve inancını kaybetmeme, Türk ve Müslüman varlığını koruma gayretine İstiklal Marşımızın şairi Mehmed Akif’in şiirleri güç kuvvet vermiştir dersek pek de yanlış olmayız.
İsmail Eryılmaz Benim Gözümden Almanya kitabına ilaveten bu kitabında da Gurbette Mehmed Akif üstadın kendilerine nasıl bir yaşama direnci verdiğini kaleme almış.*