Güneşe ve aya ışık kaynağı olan, değil bülbülün güllerin bile kendisine âşık olduğu, onunkine benzer bir güzelliği hiçbir aynanın görmediği, gâh ölümsüzlük suyu gibi olan dudaklarıyla âşıklara can veren gâh bir bakışıyla gönül ülkesini yerle bir eden sevgili, divan şiirinin yüzyıllarca anlatmaktan bıkmadığı eşsiz bir hazine gibidir. Sevgilinin güzellik unsurları üzerine yazılmış müstakil bazı eserler ile manzumelerden ve her yüzyıldan seçilen bazı şairlerin divanlarından hareketle hazırlanmış olan bu çalışma gül, sümbül, lale, nergis, sûsen, şebboy, yasemin, erguvan; kâfur,
Tükendi
Gelince Haber VerGüneşe ve aya ışık kaynağı olan, değil bülbülün güllerin bile kendisine âşık olduğu, onunkine benzer bir güzelliği hiçbir aynanın görmediği, gâh ölümsüzlük suyu gibi olan dudaklarıyla âşıklara can veren gâh bir bakışıyla gönül ülkesini yerle bir eden sevgili, divan şiirinin yüzyıllarca anlatmaktan bıkmadığı eşsiz bir hazine gibidir. Sevgilinin güzellik unsurları üzerine yazılmış müstakil bazı eserler ile manzumelerden ve her yüzyıldan seçilen bazı şairlerin divanlarından hareketle hazırlanmış olan bu çalışma gül, sümbül, lale, nergis, sûsen, şebboy, yasemin, erguvan; kâfur, misk, amber; la’l, yakut, zümrüt, akik, inci, mercan; gûy, çevgân, micmer vb. pek çok görsel malzemeyi içermektedir. Ortaya konulan benzetme unsurlarının bunlar sayesinde daha iyi anlaşılacağı muhakkak. Zira sümbülü tanımadan zülfü hayal etmeye çalışmak, nergisi tanımadan gözün vasfını anlamak oldukça zor. Yüzlerce teşbih unsurunu içeren bu çalışma vasıtasıyla gördük ki ne benzetme ögelerine bir sınır konulabilir ne de bunlar üzerine kurulan hayallere... Bu bakımdan elinizdeki kitap, sevgilinin güzellik denizinden sadece bir damladır. Hüsn ile felekde benim ol mihr-i dil-ârâ Kim benden eder kesb-i ziyâ gurre-i garrâ Ben ol gül-nevreste-i gülzâr-ı cemâlim Şevkimle hezâr olmadadur sad-gül-i ra’nâ Bu hüsn-i latîf ile benim rûh-ı musavver Kim sûretimi görmemiş âyîne-i dünyâ Mahfûz-ı nihân-hâne-i gencîne-i hüsnüm O cevher-i ferdim ki bulunmaz bana hemtâ Gûyâ dehenim menba’ıdır âb-ı hayâtın Uşşâkımı yek-bûse-i la’lim eder ihyâ Bir nazra ile gamze-i Tâtâr-ı nigâhım İsterse eder mülk-i dil-i âlemi yagmâ Vehbî bu gazel olsun o şûhun deheninden Uşşâka hediyye yine bir gonçe-i gül-âsâ -Sünbül-zâde Vehbî-