1970’ler Ankara… Bir grup öğrenci Basın Yayın Yüksek Okulu’nun stüdyolarının olduğu katı karargâha çevirmiş orada yaşıyor, birbirlerinden hiç ayrılmıyor, adeta birlikte nefes alıyorlardı. Basın Yayın Komünü diyorlardı onlara. Devrime inanıyorlardı, gelecek güzel günlere. Ve devrimi örgütlemek için paraya ihtiyaçları vardı, Deniz Gezmişlerin, Mahir Çayanların olduğu gibi. Komüncüler düşünüp taşınıp banka soymaya karar verdiler. Ve talih yüzlerine güldü. Bir arkadaşları Ziraat Bankası’nda çalışıyordu ve İzmir’den Denizli’ye paraları taşıyacak a
Tükendi
Gelince Haber Ver1970’ler Ankara… Bir grup öğrenci Basın Yayın Yüksek Okulu’nun stüdyolarının olduğu katı karargâha çevirmiş orada yaşıyor, birbirlerinden hiç ayrılmıyor, adeta birlikte nefes alıyorlardı. Basın Yayın Komünü diyorlardı onlara. Devrime inanıyorlardı, gelecek güzel günlere. Ve devrimi örgütlemek için paraya ihtiyaçları vardı, Deniz Gezmişlerin, Mahir Çayanların olduğu gibi. Komüncüler düşünüp taşınıp banka soymaya karar verdiler. Ve talih yüzlerine güldü. Bir arkadaşları Ziraat Bankası’nda çalışıyordu ve İzmir’den Denizli’ye paraları taşıyacak araçta olacaktı. 20’li yaşlarındaki bir grup genç, bütün memleketin soluğunu tutup izleyeceği bir soygun planladılar. Ziraat Bankası aracında banka görevlilerine silah doğrultup, “Türkiye halkının kurtuluşu adına arabadaki paralara el koyuyoruz” dediler. Artık 4 milyonları vardı ama onlar beş parasızlardı. Soygun parasının tek kuruşuna bile dokunmadılar. Kaçışları, yakalanışları ve sonrasında cezaevinden firar edişleri masum ve ölümüne cesur bir macera olarak tarihe yazıldı.
Gazeteci Sinan Onuş, gerçek bir soygun hikâyesini birinci elden tanıklıklarla, titiz bir araştırmayla sunuyor. Halk Adına Paralara El Koyuyoruz, “en uzun koşu”nun en güzel, en heyecanlı etaplarından birini anlatıyor. Elinizden bırakamayacaksınız.