Zaferin ilk günlerinde yeni devletin ekonomik ve toplumsal yaşamına düzen verecek ilkelerin bulunmasına çalışıldı. Boş kalan toprakların Anadolu köylüsüne dağıtılması, Rum ve Ermenilerin bırakıp gittikleri fabrikaların savaşın ağır yükünü çekmiş halk ortaklarına verilmesi, şehit ailelerine öncelikler tanınması, yeni ekonomik ve toplumsal örgütlendirmede Anadolu’nun ağırlığını artırması gibi ülkücü ve idealist sorunlar, çoklarını şaşırtan bir sonuç yarattı. Anadolu, İstanbul ve İzmir ticaret ve sanayi çevrelerinin ayrılmaz, parçalanmaz bir bütün olduğu savunuldu. Örgütsüz ve hazırlıksız bir ül
Tükendi
Gelince Haber VerZaferin ilk günlerinde yeni devletin ekonomik ve toplumsal yaşamına düzen verecek ilkelerin bulunmasına çalışıldı. Boş kalan toprakların Anadolu köylüsüne dağıtılması, Rum ve Ermenilerin bırakıp gittikleri fabrikaların savaşın ağır yükünü çekmiş halk ortaklarına verilmesi, şehit ailelerine öncelikler tanınması, yeni ekonomik ve toplumsal örgütlendirmede Anadolu’nun ağırlığını artırması gibi ülkücü ve idealist sorunlar, çoklarını şaşırtan bir sonuç yarattı. Anadolu, İstanbul ve İzmir ticaret ve sanayi çevrelerinin ayrılmaz, parçalanmaz bir bütün olduğu savunuldu. Örgütsüz ve hazırlıksız bir ülkede ekonomik güç parçalanamaz, sonunun nereye varacağı bilmeyen bir serüvene atılamazdı. Fabrikalar, çiftlikler, iş yerleri, makineler onları işletebilecek ve kullanabilecek ellere verilmeliydi. Ancak bu şekilde üretim ve verim arttırabilirdi. Ayrıca bu eller zaferin kazanılmasında da en büyük yükü taşımayı bilmişlerdi. Eğer ortada bir ganimet varsa, ki var, bu, zaferi kazanan ve ona destek olanların hakkı sayılmalıydı. Hanım Ağa, XX. yüzyıl başlarından XXI. yüzyıl ortalarına kadar gelişen ve büyüyen Türkiye kapitalizminin odak noktası ve simgesidir.