Sünnet, Peygamber ufkudur, bir anlamda müslümanca yaşama sanatıdır. Müslümanın rehberi, mü’minin estetiğidir. Ne demek sanat? Sanat estetiktir, güzelliktir, inceliktir, nezakettir, sizi kendine hayran bırakan, seyrine doyum olmayan şeydir...İşte sünnet de böyle bir şeydir. Sünnet de estetiktir, güzelliktir, inceliktir, nezakettir, sizi kendine hayran bırakan, seyrine ve de dinlenilmesine doyum olmayan bir hususiyettir. Aksi yönden bakarsak sünnet çirkinlik, kabalık, hamlık, size bıkkınlık veren, seyredince "keşke seyretmez olaydım!", duyunca "keşke duymaz olaydım!", yapınca "keşke yapmaz olaydım!" dedirten şey değildir, olamaz. Bir bakıma sünnet, adab-ı nebidir, ahlak-ı Kur’an’dır. Sünneti yaşamak, bu sanat yönü olduğu müddetçe kalıcı ve etkileyicidir. Sünneti yaşamanın bu estetik, güzellik ve incelik gerektiren yönü kısaca sanat yönü ihmal edilirse insanın kalbinde arzu edilen kemâlâtın yeşermesini beklemek beyhude olur. Sünneti yaşarken incelik göstermezsek incitici oluruz. Sünnetin, müslümanca yani Peygamberin gösterdiği gibi yaşama sanatı olması böyle bir şeydir. İşte bu çalışmada hadîsler hep bu bakışla yorumlandı.