“Aradan (bunca) yıl geçti… Abartma değil ama biz çocuk tiyatrosu konusunda bir arpa boyu yol gitmedik; bugün de masal dünyasının tekerlemelerini aşamadık. Biz hükümetin tiyatroya önem vermesini, Maarif Nezareti’nin benimsemesini istiyorduk. Ancak o zaman tiyatro bir eğitim kurumu olarak toplum yaşamındaki gerçek yerini alacaktı.
Ben o kanıdayım ki her mahallede bir çocuk tiyatrosu, her ilde bir gençlik tiyatrosu kurulmadıkça siz isterseniz bin bir kalkınma planı yapın, o planları uygulayacak aydın genç bulamazsınız. Bizim kafa düzeyimiz de bir santim yükselmez.
Çocuk dediğim zaman ben,
Tükendi
Gelince Haber Ver“Aradan (bunca) yıl geçti… Abartma değil ama biz çocuk tiyatrosu konusunda bir arpa boyu yol gitmedik; bugün de masal dünyasının tekerlemelerini aşamadık. Biz hükümetin tiyatroya önem vermesini, Maarif Nezareti’nin benimsemesini istiyorduk. Ancak o zaman tiyatro bir eğitim kurumu olarak toplum yaşamındaki gerçek yerini alacaktı.
Ben o kanıdayım ki her mahallede bir çocuk tiyatrosu, her ilde bir gençlik tiyatrosu kurulmadıkça siz isterseniz bin bir kalkınma planı yapın, o planları uygulayacak aydın genç bulamazsınız. Bizim kafa düzeyimiz de bir santim yükselmez.
Çocuk dediğim zaman ben, onda yarının gençliğini görüyorum. Hani şu, Atatürk’ün emanetini onlardan başka bırakacak kimselere güvenemediği has gençliği! Atatürk bu vasiyetiyle herkesi kıskandırdı ama ne kadar haklıymış. İşte onun için dönüp dolaşıp Çocuk Tiyatrosu üstünde direniyorum.”
(Muhsin Ertuğul, “Çocukta, Yarının Gençliğini Görüyorum” başlıklı yazısından alıntı, Milliyet Sanat Dergisi, 19 Nisan 1974, Sayı: 76, ss. 4-5)