Bilge domuz Koca Reis, gördüğü rüyayı çiftlikteki hayvanlarla paylaşmak ister. Çiftlik sahibi sarhoş Jones`un içip sızmasından yararlanan hayvanlar onun etrafında toplanır ve söylediklerini dikkatle dinler. Koca Reis, herşeyi kendileri yaptıkları halde insanlar tarafından nasıl sömürüldüklerini anlatır ve çözüm olarak da "ayaklanma"yı önerir. Jones`un çiftliğinden bir gün beklenen ayaklanma gerçekleşir. Lider özelliği taşıyan iki domuzun yönetiminde yeni bir çiftlik düzeni kurulur. Hayvanların insanlara hizmet etmekten kurtulduğu bu düzende bnaşta her şey çok iyi görünse de zaman iç
Tükendi
Gelince Haber VerBilge domuz Koca Reis, gördüğü rüyayı çiftlikteki hayvanlarla paylaşmak ister. Çiftlik sahibi sarhoş Jones`un içip sızmasından yararlanan hayvanlar onun etrafında toplanır ve söylediklerini dikkatle dinler. Koca Reis, herşeyi kendileri yaptıkları halde insanlar tarafından nasıl sömürüldüklerini anlatır ve çözüm olarak da "ayaklanma"yı önerir. Jones`un çiftliğinden bir gün beklenen ayaklanma gerçekleşir. Lider özelliği taşıyan iki domuzun yönetiminde yeni bir çiftlik düzeni kurulur. Hayvanların insanlara hizmet etmekten kurtulduğu bu düzende bnaşta her şey çok iyi görünse de zaman içinde iktidarı elinde tutanların, giderek sertleşen ve neredeyse her şeyi sadece kendi çıkarlarına hizmet edecek şekilde düzenlediği yeni hayat, tam bir hayal kırıklığı yaratır. Ancak itirazımsı sesler bile dinlenmez, bastırılır, sert cezalar başlar. Zaman içinde, insanların dünyasına dair eleştirilen tüm değerler ve uygulamalar yeni sistemde de iktidar lehine uygulanır hale gelir. Kardeşlik ruhunu yansıtan "Bütün hayvanlar eşittir" sloganı zafer sonrası "Bütün hayvanlar eşittir ama bazılar daha eşittir" şeklinde değişirken, Koca Reis`in sunduğu ütopya, bir totaliter sistemde distopyaya dönüşür
Orwell, 2. Dünya Savaşı`nın hemen ardından 1945`te İngiltere`de ve 1946`da Amerika`da yayınlanan Hayvan Çiftliği`nin çıkış öyküsünü küçük bir çocuğun güttüğü atla arasında geçenler üzerine kurar. Çocuk küçüktür, at ise kocaman. Ne var ki, küçük çocuk, koca atı daracık bir patika boyunca sürmektedir. At ne zaman geri dönmeye kalkışsa, o küçücük çocuk elindeki kırbaçla onu ileri doğru sürükler. Bunun üzerine Orwell zihninde şu düşüncenin uyandığını ekler: "Şayet hayvanlar güçlerinin bilincinde olsalardı, bizler onları asla yönetemezdik. İnsanlar hayvanları, tıpkı zenginlerin proletaryayı sömürdüğü gibi sömürüyorlar".
İktidarla gelen kudreti, "Ben seni senden daha iyi düşünürüm: hatta ben senin yerine ve senden daha iyi düşünürüm. Ama unutma ki ben seni daha iyi gütmek için daha iyi yaşam koşullarında yaşamalıyım; sen çalış daha çok çalış ve sadece çalış!" lütfuna dönüştüren insanın, hayvanlar üstünden alegorik, ironik, çarpıcı masalı.. Bir perimasalı! Hayvan Çiftliği...