Önde gelen hayvan hakları kuramcılarından biri olan Gary L. Francione, “radikal” fikirleri ile diğer kuramcılardan ayrılıyor.
Bu kitapta, hayvanları koruma kanunlarında temel alınacak kadar yaygınlaşan “insanca muamele” ilkesinin pratikte hiçbir hu¨kmu¨nu¨n olmadığını savunuyor. Ona göre, hayvanlar insanların malı olduğu su¨rece, hayvanların acısını azaltmaya yönelik hukuksal du¨zenlemeler bir anlam ifade etmeyecektir. Çu¨nku¨ mal sahibinin çıkarları, her zaman malının çıkarlarından öncelikli olacak ve bu gibi durumlarda hayvanların payına yine zulu¨m du¨şecektir. Francione, hayvanlarla ilgili göru¨len davalardan örnekler vererek, hayvanlara yö
Tükendi
Gelince Haber VerÖnde gelen hayvan hakları kuramcılarından biri olan Gary L. Francione, “radikal” fikirleri ile diğer kuramcılardan ayrılıyor.
Bu kitapta, hayvanları koruma kanunlarında temel alınacak kadar yaygınlaşan “insanca muamele” ilkesinin pratikte hiçbir hükmünün olmadığını savunuyor. Ona göre, hayvanlar insanların malı olduğu sürece, hayvanların acısını azaltmaya yönelik hukuksal düzenlemeler bir anlam ifade etmeyecektir. Çünkü mal sahibinin çıkarları, her zaman malının çıkarlarından öncelikli olacak ve bu gibi durumlarda hayvanların payına yine zulüm düşecektir. Francione, hayvanlarla ilgili görülen davalardan örnekler vererek, hayvanlara yönelik bariz işkencelerin bile mevcut hukuk sistemlerinde nasıl meşrulaştırıldığını gösteriyor. Ona göre, kölelik sorunu nasıl ki kölelerin durumlarını düzelterek çözülemediyse, hayvanların kurtuluşu da ancak hayvanların mal statüsüne son verilmesi ile mümkündür.
Peki, bu konuda umut var mı? Yerleşik kanılarımızı sarsacak bu kitaba önsözüyle katkıda bulunan bir başka önemli hayvan hakları savunucusu Alan Watson şöyle söylüyor: “İnsan-hayvan ilişkileri etrafındaki tartışmaların uzun bir geçmişi var, ama ufukta herhangi bir çözüm görünmüyor. Yine de bence bu konudaki bakış açısı değişmek üzere. Francione’nin bu cesur ve ufuk açıcı kitabının, biz insanların hayvanlara yönelik bakışımızda ve bu bakışın onlara karşı davranışlarımıza yansıma biçiminde bir dönüm noktası yaratacağına inanıyorum.”