Elinizdeki bu kitap genelde dinin özelde Hıristiyanlığın Heidegger felsefesinde nasıl ele alındığını irdelemektedir. Bu irdeleme, Heidegger felsefesiyle ilgili dini yorumların çok çeşitli olduğunu, teologların onun düşüncesinin bütünü ya da spesifik bir yönü hakkında uzlaşamadıklarını, ancak hepsinin bu filozofun felsefesinin göz ardı edilemeyeceği hususunda hemfikir olduklarını göstermektedir.
Heidegger felsefesinin dini önemi konusundaki uzlaşmazlıkların temel nedeni, Heidegger’inki de dâhil herhangi bir felsefenin teolojik yönden kullanılmasının meşruiyeti hakkındaki anlaşmazlıktır. Heidegger’in bizzat kendisi din felsefesi gibi bir şeyin var olamayacağını ve teolojinin felsefeden bağımsız olması gerektiğini savunmuştur O, bu sa
Tükendi
Gelince Haber VerElinizdeki bu kitap genelde dinin özelde Hıristiyanlığın Heidegger felsefesinde nasıl ele alındığını irdelemektedir. Bu irdeleme, Heidegger felsefesiyle ilgili dini yorumların çok çeşitli olduğunu, teologların onun düşüncesinin bütünü ya da spesifik bir yönü hakkında uzlaşamadıklarını, ancak hepsinin bu filozofun felsefesinin göz ardı edilemeyeceği hususunda hemfikir olduklarını göstermektedir.
Heidegger felsefesinin dini önemi konusundaki uzlaşmazlıkların temel nedeni, Heidegger’inki de dâhil herhangi bir felsefenin teolojik yönden kullanılmasının meşruiyeti hakkındaki anlaşmazlıktır. Heidegger’in bizzat kendisi din felsefesi gibi bir şeyin var olamayacağını ve teolojinin felsefeden bağımsız olması gerektiğini savunmuştur O, bu savunusuyla, ne ateistik bir manifesto ortaya koymuş ne de dini, hayattan uzaklaştırmak istemiştir. 0, yalnızca, felsefenin (baş harfi büyük yazılan) ‘Varlık’ sorusuyla meşgul olmasını engellediği için Hıristiyanlığı eleştirmiştir. ‘Varlık’ sorusunun ihmali modern teknolojinin hâkim Olduğu hayatta da söz konusudur. Zira bu hayatta dünya kııtsaldan ve bütünlükten arındırılmıştır. Oysa, kutsal, bütünlük boyutuyla, bizi Tanrı’yla karşılaştıracaktır. Bu karşılaşma, aynı zamanda teknolojik yaşam tarzının zıttı olan şiirsel ikamet (yaşama) ile mümkündür. Bütün bunlar ise Dasein’ın (varlıklar hakkında değil) ‘Varlık’ hakkında düşünmesini öngerektirmektedir.
Bu eser, Heidegger’in düşüncesinin din için önemsiz olmadığını; onun, terimi reddetmesine rağmen, gerçekte bir din felsefesine sahip olduğunu; yine, onun düşünce sisteminin eksikliklerinin Amerikan Din Felsefesi tarafından tamamlanabileceğini ortaya koymaktadır.