Gerçek mekanlarda geçen, gerçek bir savaş romanı.
Kuvayı Milliye destancısı olan Cevdet Cantürk, Çanakkale Muharebeleri üzerine de derin araştırmalar yaptı.
Romanın geçtiği tarihi alanlarda günlerce dolaştı. Denizden kumsala doğru koştu, sahilden Arıburnu yarlarına tırmandı. Kanlı Sırt’ta bir hendeğe yaslanıp, güneşin batışını izledi; Cesaret Tepe’de siperler arasındaki 100 adımı arşınladı. El ayak çekilip, karanlık bastıktan sonra kendini Kemalyeri’nde buldu. Sessizliği dinlerken, sanki birileri kulağına bir şeyler fısıldadı. Sonra sesler çoğaldı, sisler dağıldı.
Conkbayırı’nda süngü hücumu yapılıyordu…
Tükendi
Gelince Haber VerBatıdan gelip Anadolu’nun mazlum şehri Truva’ya saldırdılar. Mertliğin ete kemiğe bürünmüş ismiydi Truvalı Hektor. İlk değildi, ama en ünlüsüydü Savaş Tanrı’sına kurban gidenlerin.
Asırlar boyu kan aktı o denizin serin dalgalarıyla yaladığı topraklarda. Tekrar tekrar geldiler Batıdan. Her seferinde daha güçlü ve daha kalabalık olarak.
Ta ki bir kahraman çıkıp Hektor’un öcünü alana kadar. Yusuf ile Jack’in hikaseyi 1915 yılında başladı. Tarihi yarımadanın cehenneme dönen topraklarının tam ortasında…