İncelemekte olduğunuz kitap, 1 Ekim 2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu`nun yeni ve değişik hükümlerinin yorumunu içeriyor. Kitap incelendiğinde görüleceği üzere, başlıktaki yorum sözcüğü aslında çalışmada kullanılan tüm bilişsel edimleri kapsamıyor: Zira HMK`nın getirdiği yeni ve değişik hükümler sadece yorumlanmıyor; bunların açıklanması, değerlendirilmesi ve eleştirisi de yapılıyor.
Yasanın sustuğu bazı konularda açıklama yapmanın zorunluluğu ortada. Sözgelimi şu sorular hakkında: Dava dilekçesinin zorunlu unsurları olarak HMK m. 119/1`de, (a),(d),(e),(f) ve (g) bentleri şeklinde g&o
Tükendi
Gelince Haber Verİncelemekte olduğunuz kitap, 1 Ekim 2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu`nun yeni ve değişik hükümlerinin yorumunu içeriyor. Kitap incelendiğinde görüleceği üzere, başlıktaki yorum sözcüğü aslında çalışmada kullanılan tüm bilişsel edimleri kapsamıyor: Zira HMK`nın getirdiği yeni ve değişik hükümler sadece yorumlanmıyor; bunların açıklanması, değerlendirilmesi ve eleştirisi de yapılıyor.
Yasanın sustuğu bazı konularda açıklama yapmanın zorunluluğu ortada. Sözgelimi şu sorular hakkında: Dava dilekçesinin zorunlu unsurları olarak HMK m. 119/1`de, (a),(d),(e),(f) ve (g) bentleri şeklinde gösterilen unsurların eksik olması hâlinde nasıl bir yol izlenmeli? Hâkim, öninceleme aşamasında hangi yargısal işlemleri yapabilir? Terditli davada (m.112/2) asli talebin esastan reddine karar verilmesine ilişkin hükmün niteliği nedir ve böyle bir hüküm nasıl oluşturulmalıdır? Öte yandan düzenleme konusu yapılan ancak adli işleyişin olgusal gerçekliğiyle uyumlandırılmasında güçlük çekilen bazı hükümlerin değerlendirilmesi, eleştirilmesi de hükümlerin uygulanabilirliği açısından zorunlu: Hukukçu bilirkişi atanması sorununun, hâkimin öninceleme duruşmasında tarafları sulhe teşvik yükümlülüğünün irdelenmesi gibi.
Çalışma; HMK`nın yeni ve değişik hükümlerinin, tarihsel bağlamda (mülga HUMK, İçtihat, kuram) karşılaştırmalı incelemesinin yanısıra; Yasanın gerekçesi, hazırlık çalışmaları, önceki Tasarı hükümleri ve yeni kuramsal çalışmalara dayanan çoğul bir okuma deneyiminden güç almaktadır.