Dini ya da etnik köken açısından azınlık olarak nitelendirilen kişilerin/grupların aynı toplum içerisinde yaşamlarını hangi kıstaslarla ve nasıl sürdürebilecekleri hususu, Müslümanlar açısından, günümüzün önemli sorularından birisidir. Bu bağlamda, gerek Müslüman bireylerin çoğunluğu oluşturduğu, gerekse azınlığı teşkil ettiği toplumlarda *öteki* karşısında nasıl bir tavır benimsenmesi gerektiği sorusu kaçınılmaz olarak gündeme gelmektedir.
Müslüman düşünürler ve ilim adamları tarafından bu hususta çeşitli görüşler beyan edilmekte, çoğulculukla ilgili tartışmalar yapılmakta, alternatif toplum modelleri üzerinde çalışılmaktadır. Yapılan bu faaliyetlerin sağlıklı bir zeminde gelişebilmesi için vahiy döneminin çok iyi irdelenmesine, H
Tükendi
Gelince Haber VerDini ya da etnik köken açısından azınlık olarak nitelendirilen kişilerin/grupların aynı toplum içerisinde yaşamlarını hangi kıstaslarla ve nasıl sürdürebilecekleri hususu, Müslümanlar açısından, günümüzün önemli sorularından birisidir. Bu bağlamda, gerek Müslüman bireylerin çoğunluğu oluşturduğu, gerekse azınlığı teşkil ettiği toplumlarda *öteki* karşısında nasıl bir tavır benimsenmesi gerektiği sorusu kaçınılmaz olarak gündeme gelmektedir.
Müslüman düşünürler ve ilim adamları tarafından bu hususta çeşitli görüşler beyan edilmekte, çoğulculukla ilgili tartışmalar yapılmakta, alternatif toplum modelleri üzerinde çalışılmaktadır. Yapılan bu faaliyetlerin sağlıklı bir zeminde gelişebilmesi için vahiy döneminin çok iyi irdelenmesine, Hz. Muhammed’in (s.a.) diğer inanç grupları ile ilişkilerinin ve hayatının her alanında onlara karşı takındığı tavrın belirlenmesine ihtiyaç duyulduğu son derece açıktır.
İşte bu eser, Müslümanlarla aynı coğrafyada yaşayan Yahudi, Hıristiyan ve müşriklerin Arap Yarımadası’ndan çıkarılmalarını ifade eden hadis rivayetleri özelinde konuyu tartışmakta, Hz. Muhammed’in (s.a.) *öteki* karşısında benimsediği tutumu okuyucunun dikkatine sunmaktadır.