İbn Cüzey, (ö. 741/1340) et-Teshîl li-‘ulûmi’t-tenzîl isimli tefsirinde büyük oranda Zemahşerî’nin (ö. 538/1144) el-Keşşâf ve İbn Atıyye’nin (ö. 541/1147) el-Muharrarü’l-vecîz isimli tefsirlerinden istifade etmiştir. Müfessir, tefsirine iki mukaddime yazmış, bunların ilkinde muhtasar olarak Kur’ân ilimlerine, ikinci kısımda ise garîbü’l-Kur’ân diyebileceğimiz Kur’ân’da sık kullanılan, farklı manalara gelen ve anlaşılması zor olan kelimelerin açıklamasına alfabetik sıraya göre yer vermiştir. Bu mukaddimeler hem Kur’ân’
Tükendi
Gelince Haber Verİbn Cüzey, (ö. 741/1340) et-Teshîl li-‘ulûmi’t-tenzîl isimli tefsirinde büyük oranda Zemahşerî’nin (ö. 538/1144) el-Keşşâf ve İbn Atıyye’nin (ö. 541/1147) el-Muharrarü’l-vecîz isimli tefsirlerinden istifade etmiştir. Müfessir, tefsirine iki mukaddime yazmış, bunların ilkinde muhtasar olarak Kur’ân ilimlerine, ikinci kısımda ise garîbü’l-Kur’ân diyebileceğimiz Kur’ân’da sık kullanılan, farklı manalara gelen ve anlaşılması zor olan kelimelerin açıklamasına alfabetik sıraya göre yer vermiştir. Bu mukaddimeler hem Kur’ân’ın belli bir disiplin içerisinde anlaşılması hem de tefsir usûlü ile ilgili terimlerin kolay bir şekilde öğrenilmesi için ön hazırlık olmuştur. Mukaddimeden sonra her âyeti Mushaf sırasına göre ele alan İbn Cüzey, anlaşılması zor kelime ve terkipleri açıklamıştır. İlgili âyetlerde kelâmî meselelere de değinen müfessir, Ehl-i sünnet görüşünü savunmuş, Mu‘tezile ve benzeri mezhepleri eleştirmiştir. İbn Cüzey âyetleri, isrâiliyattan uzak durarak, sahih rivâyetlerle veciz bir şekilde tefsir etmiş, çok fazla tafsilata girmemiş, naklettiği görüşleri tahlil ve tenkit etmiş, tefsire dair bilinmesi gereken her konuya yer vermiş ve tartışmalı konularda kendi tercihlerini belirtmiştir. Bu özellikleri bakımından et-Teshîl tefsir literatüründe önemli bir yere sahiptir.