Tasavvuf düşüncesinde vakt, "şimdiki zamanda (geçmiş ve gelecek zamanı dikkate almaksızın) kulun bulunduğu hal", "İnsan üzerinde hüküm sahibi olan bir şey", "Kulun istidadına bağlı ilâhi tecelli" olarak tanımlanmıştır. "İbnü`l-vakt" Arapça "vaktin oğlu" demek olup; tasavvufta, geçmiş ve gelecek endişesinden kurtulmuş, şimdiki ânı yaşayan sûfiler için kullanılan bir tabirdir. "Ebü`l-vakt" ise yine Arapça "vakte sahip, vaktin babası" demek olup; vaktin ve halin etkisi altında kalmayan sûfiler hakkında kullanılan bir tabirdir. İlki "telvin ehli" ikincisi de "temkin ehli"dir.
Bu eser, 1
Tükendi
Gelince Haber VerTasavvuf düşüncesinde vakt, "şimdiki zamanda (geçmiş ve gelecek zamanı dikkate almaksızın) kulun bulunduğu hal", "İnsan üzerinde hüküm sahibi olan bir şey", "Kulun istidadına bağlı ilâhi tecelli" olarak tanımlanmıştır. "İbnü`l-vakt" Arapça "vaktin oğlu" demek olup; tasavvufta, geçmiş ve gelecek endişesinden kurtulmuş, şimdiki ânı yaşayan sûfiler için kullanılan bir tabirdir. "Ebü`l-vakt" ise yine Arapça "vakte sahip, vaktin babası" demek olup; vaktin ve halin etkisi altında kalmayan sûfiler hakkında kullanılan bir tabirdir. İlki "telvin ehli" ikincisi de "temkin ehli"dir.
Bu eser, 16. yüzyıl Halvetiyye tarîkatı şeyhlerinden Şâh Velî Ayıntâbî’ye ait Bikru’l-Vakt fî Ma’rifeti Sülûki İbni’l-Vakt ve Ebi’l-Vakt isimli risâlenin tercümesi ve risâlede geçen tasavvufî kavramların tahlilinden meydana gelmektedir. Söz konusu risâle, İnşirâh Suresi’nin işarî tefsiri mahiyetinde kalbin makamlarını ibnü’l-vakt ve ebü’l-vakt terimleri ile açıklamak üzere kaleme alınmış olup; sâlikin mânevi yolculuğunun durakları olan sadr, kalp, ruh, sır, sırr-ı sır, sırr-ı hafî ve sırr-ı ahfâ makamları vakit kavramıyla izah edilmektedir.