Bireylerin borçlarını kendiliğinden ifa etmesi asıl olandır ve bu şekilde hareket edildiği müddetçe bir hukuk kurumuna başvurmaya da ihtiyaç olmayacaktır. Ancak bazen borçlu borcunu ifa etmeyebilir veya alacaklı borcun zamanında ve uygun bir şekilde ifa edilmediğini ileri sürebilir.
Hakkının ihlal edildiğini düşünen kişinin bizzat kendi hakkını almaya çalışması kural olarak mümkün değildir. Modern hukuk sistemleri kendiliğinden hak almayı yasaklamış, bu yola başvurulmasına yaptırım bağlamıştır. Bu nedenle hakkının ihlal edildiğini iddia eden kişinin kural olarak yargı mercilerine başvurması gerekir. Yargı merci
Tükendi
Gelince Haber VerBireylerin borçlarını kendiliğinden ifa etmesi asıl olandır ve bu şekilde hareket edildiği müddetçe bir hukuk kurumuna başvurmaya da ihtiyaç olmayacaktır. Ancak bazen borçlu borcunu ifa etmeyebilir veya alacaklı borcun zamanında ve uygun bir şekilde ifa edilmediğini ileri sürebilir.
Hakkının ihlal edildiğini düşünen kişinin bizzat kendi hakkını almaya çalışması kural olarak mümkün değildir. Modern hukuk sistemleri kendiliğinden hak almayı yasaklamış, bu yola başvurulmasına yaptırım bağlamıştır. Bu nedenle hakkının ihlal edildiğini iddia eden kişinin kural olarak yargı mercilerine başvurması gerekir. Yargı merciine başvuran kişi, lehine karar alırsa ve aleyhine karar verilen kişi buna rağmen mahkeme kararının gereğini yerine getirmezse cebri icra organlarına başvurulması ve o kişiye karşı takip başlatılması mümkün olur. Ancak kanunda belirtilen istisnai bazı durumlarda, mahkeme kararı olmadan da borçluya karşı takip başlatma imkânı verilmiştir.
İcra ve iflâs hukuku, borçluların borçlarını yerine getirmemesi durumunda, alacaklıların başvurabileceği takip yollarını gösteren bir hukuk alanıdır. Bu çalışmada icra ve iflâs hukukunun temel kavramları, ilkeleri, kurumları ve takip yolları sistematik bir şekilde ele alınmıştır. Bu bağlamda yapılan açıklamalar, güncel mevzuat bilgileri, doktrindeki yaklaşımlar ve kararlarla zenginleştirilmiştir.