Türkistan’ın (Orta Asya) tarihi coğrafyasında XVI. yüzyıl ortalarından itibaren başlayan Rus Çarlığı’nın yayılmasına karşı, zamanla siyasi varlıklarının tehdit altında olduğunu gören Türk soylu halklar dönem dönem hayatları pahasına büyük özgürlük mücadelesine girmişlerdir. Çarlık-Sovyet Rejimine karşı başlatılan birçok milli bağımsızlık hareketi Rusların sahip olduğu profesyonel ordu ve kullandığı orantısız güç nedeniyle istenen başarıya ulaşamamıştır. Mevcut coğrafyada güçlü merkezi bir devlet ve askeri yapının olmayışı aynı zamanda Ruslara doğal üstünlük ve h
Tükendi
Gelince Haber VerTürkistan’ın (Orta Asya) tarihi coğrafyasında XVI. yüzyıl ortalarından itibaren başlayan Rus Çarlığı’nın yayılmasına karşı, zamanla siyasi varlıklarının tehdit altında olduğunu gören Türk soylu halklar dönem dönem hayatları pahasına büyük özgürlük mücadelesine girmişlerdir. Çarlık-Sovyet Rejimine karşı başlatılan birçok milli bağımsızlık hareketi Rusların sahip olduğu profesyonel ordu ve kullandığı orantısız güç nedeniyle istenen başarıya ulaşamamıştır. Mevcut coğrafyada güçlü merkezi bir devlet ve askeri yapının olmayışı aynı zamanda Ruslara doğal üstünlük ve hızlı bir yayılma fırsatı da sağlamıştır. Bu kapsamda Türkistan dâhilindeki İdil-Ural (Orta Volga) boylarında egemen kültür ve etnik dairesinden farklı olarak kendine özgü bir kültür ve tarihe sahip olan birkaç Türk soylu topluluk ve özerk cumhuriyet bulunmaktadır. Bu özerk cumhuriyetlerden biri olan Başkurdistan Cumhuriyeti, Çarlık egemenliğine girdiği XVI. yüzyıl ortalarından XX. yüzyılın başlarına kadar Ruslara karşı zaman zaman amansız bir özgürlük mücadelesi vermiştir.
Çarlığın bozulan siyasi-sosyal ve iktisadi düzenine karşı 1905’ten sonra başlayan halk hareketleri 1917’de Bolşevizm’i getirmiş ve bu süreçte Başkurt Türkleri özgürlükleri adına siyasi-askeri faaliyetlerin içine daha aktif olarak girmişlerdir. 29 Kasım 1917’de Zeki Velidi Togan ve diğer Başkurt önderleriyle ilan edilen bağımsız özerk cumhuriyet şekli ancak 23 Mart 1919’da Bolşevikler ile yapılan ikili anlaşmayla onaylanmış, böylece Rusya’ya bağlı ilk Muhtar Başkurt Cumhuriyeti kurulmuş oldu. Lakin gittikçe artan merkezi baskı ve Bolşeviklerle artık ortak bir paydada buluşamayacağını gören Togan, ülkesinden ayrılarak Türkistan ve Anadolu Türkleriyle iletişime geçmiştir. Zamanla Togan’ın önderlik ettiği siyasi-askeri faaliyetler bir sonuca ulaşamamış ve Başkurtlar, Sovyetler Birliği (SSCB) içinde özerk bir yapı olarak kalmaya devam etmişlerdir. SSCB’nin dağılmasından sonra 11 Ekim 1990’da ilan edilen ulusal bağımsızlık talebi daha sonra yine esnetilmiş ve 3 Ağustos 1994’te Rusya Federasyonu (RF) ile yapılan ikili anlaşma sonucunda bazı yönetim haklarının doğrudan Başkurtlara tanınmasıyla yarı bağımsız görünümlü (özerk-muhtar) "Başkurdistan Cumhuriyeti” günümüzdeki son şeklini almış oldu. Bu kitapta Orta Asya’daki tarihi Rus egemenlik süreci ile bu kapsamda Çarlık ve Sovyet dönemi bağımsızlıkları için bazen büyük bedeller ödeyen Başkurtların tarihleri boyunca karşılaştığı siyasi dönüşümler, diğer soydaş Türkler ile olan münasebetleri ve ilgili coğrafyada yapılan gözlemler sonucu sosyo-kültürel tarihleri üzerine kaynaklar ışığında genel bir inceleme ve değerlendirme yapılmıştır.