İlk sinema filmi 19. yüzyılın son çeyreğinde, ilk çizgi film ise 20. yüzyılın hemen başlarında çekildi. 1906 yılında Amerika’da çekilen Humorous Phases of Funny Faces (Komik Yüzlerin Esprili Aşamaları), tarihçiler nezdinde genel kabul gören ilk çizgi filmdir. Bir başka deyişle sinema filmleri de çizgi filmler de ilk yüzyıllarını geride bıraktı. İki farklı sektör olarak ele alındığında, bugün her iki sektörün profesyonelleri, meseleyi entertainment (eğlence) olarak tanımlamaktadırlar. Ancak tarihsel süreç göz önünde bulundurulduğunda, çizgi filmlerin eğlenceli tarafıyla birlikte
Tükendi
Gelince Haber Verİlk sinema filmi 19. yüzyılın son çeyreğinde, ilk çizgi film ise 20. yüzyılın hemen başlarında çekildi. 1906 yılında Amerika’da çekilen Humorous Phases of Funny Faces (Komik Yüzlerin Esprili Aşamaları), tarihçiler nezdinde genel kabul gören ilk çizgi filmdir. Bir başka deyişle sinema filmleri de çizgi filmler de ilk yüzyıllarını geride bıraktı. İki farklı sektör olarak ele alındığında, bugün her iki sektörün profesyonelleri, meseleyi entertainment (eğlence) olarak tanımlamaktadırlar. Ancak tarihsel süreç göz önünde bulundurulduğunda, çizgi filmlerin eğlenceli tarafıyla birlikte hükümetlerin ve sınırları tam olarak çizilemeyen çıkar gruplarının güdümüne girdiğinde, ideolojik propaganda malzemesine dönüştüğünü anlıyoruz. Bu çerçevede ele alındığında çizgi filmler, iletişim stratejileri kapsamında bir “gündem belirleme yahut yönlendirme aracına dönüşüyor”, demek yerinde bir tespit olacaktır.
Akademik bir çalışma olan elinizdeki eser, önemli bir boşluğu doldurmak için kaleme alındı. Elbette spesifik bir başlık ve içerikle…
İnsanlık tarihinin büyük travması olan İkinci Dünya Savaşı, 1939 ilâ 1945 yılları arasında yaşandı. Ancak savaşın sosyal, siyasî, ekonomik ve kültürel etkisi bu tarih aralığının çok daha ötesine geçti. İkinci Dünya Savaşı’nda Propaganda ve Çizgi Filmler kitabı, savaş dönemi Mihver Devletler ve Müttefik Devletlerin ürettikleri yedi adet çizgi filmin ideolojik propaganda açısından göstergebilimsel analizini yapmaktadır. Bunu yaparken de son iki yüzyılın en iddialı fenomenlerinden biri olarak ideoloji kavramı ekseninde karşılaşılan bulgular titizlikle değerlendirildi. Kitapta işlenen ideoloji kavramı ise iki ismin gölgesi altında ele alınıyor: Cemil Meriç ve Slavoj Zizek.
Savaş psikolojisi, yalnızca cephedeki askerî personeli ilgilendiren bir durum değildir. Kitlelerin psikolojisi de yönetilmelidir. En azından dünya harp tarihi bize bunu söylüyor. Bu çalışma, İkinci Dünya Savaşı sırasında üretilen çizgi filmlerin, entertainment (eğlence) kapsamında üretilmediğini ve hatta bir adım daha ötesine gidildiğinde çok da masum olmadıklarını gözler önüne seriyor.
Yalnızca savaş sırasında değil, kitleleri yönlendirme, yönetme ve ideoloji kıskacına alma açısından çizgi filmlere artık başka bir gözle bakacağınız bu metni, siz değerli okuyucularımıza emanet ediyoruz.