20. Yüzyılın ilk yarısı, gerek sona eren Osmanlı İmparatorluğu gerekse 1923 yılında ortaya çıkan yeni Türkiye Cumhuriyeti çatısı altında, Türkiye coğrafyasında yaşayan insanlar açısından kolay bir dönem olmamıştır. Özellikle 19. Yüzyılın son onyıllarında doğanlar açısından hayat kelimenin tam anlamıyla mücadele içerisinde, en azından bu atmosferi derin bir biçimde soluyarak geçmiştir. Yüzyılın başlarından ortalarına doğru gidildiğinde olayların ivmesi azalmış, merkezinde I. Dünya Savaşı bulunan askeri mücadeleler yerini diplomatik çekişmelere bırakmış, ardından gelen 2. Dünya Savaşı ile bu dönem hızlı bir finalle sona ulaşm
Tükendi
Gelince Haber Ver20. Yüzyılın ilk yarısı, gerek sona eren Osmanlı İmparatorluğu gerekse 1923 yılında ortaya çıkan yeni Türkiye Cumhuriyeti çatısı altında, Türkiye coğrafyasında yaşayan insanlar açısından kolay bir dönem olmamıştır. Özellikle 19. Yüzyılın son onyıllarında doğanlar açısından hayat kelimenin tam anlamıyla mücadele içerisinde, en azından bu atmosferi derin bir biçimde soluyarak geçmiştir. Yüzyılın başlarından ortalarına doğru gidildiğinde olayların ivmesi azalmış, merkezinde I. Dünya Savaşı bulunan askeri mücadeleler yerini diplomatik çekişmelere bırakmış, ardından gelen 2. Dünya Savaşı ile bu dönem hızlı bir finalle sona ulaşmıştır.
İşte bu çalışma, "İki Savaş Sırası ve Arasında Türk Dış Politikası" böyle bir dönemi temel almaktadır. Bununla birlikte unutulmaması gereken bir nokta da, bunun bir tarih incelemesi olmayıp, bir ülke örneğinde Türkiye`nin dış politikasını anlamak, analiz etmek ve açıklamak için, bir uluslararası politika ve dış politika analizcisinin, ülkenin konuya ilişkin tarihsel sürecini, bu tarihsel çerçeve içerisinde yer alan çeşitli olgu, olay ya da fikirleri, kronolojik/tematik bir düzen içerisinde, kendi amacı doğrultusunda malzeme olarak kullandığı bir çalışma olduğudur.