İsimsiz bir macera kitabıydı o. Yalnızca ‘Macera’ diyordu kendine. Çünkü ne bir kapağı vardı ne de künye sayfaları. Yine de ilk sahipleri tarafından sevilmiş, eksiğine gediğine rağmen ilgiyle okunmuş, özenle korunmuştu. Sonra yolu, diğer pek çok ikinci el kitap gibi İkinci Şans Kitapçısı’na düştü. Kitaplarla konuşan Can’ın bu küçük, sevimli dükkânında yeni arkadaşlarıyla, farklı türde kitaplarla tanıştı. Dünyası onların bakışı, hayalleri ve düşünceleriye genişledi. Kedilerle, ziyaretçilerle ve Can’ın bitmez kitap sevgisiyle geçen zamanın ardından, Macera için ye
Tükendi
Gelince Haber Verİsimsiz bir macera kitabıydı o. Yalnızca ‘Macera’ diyordu kendine. Çünkü ne bir kapağı vardı ne de künye sayfaları. Yine de ilk sahipleri tarafından sevilmiş, eksiğine gediğine rağmen ilgiyle okunmuş, özenle korunmuştu. Sonra yolu, diğer pek çok ikinci el kitap gibi İkinci Şans Kitapçısı’na düştü. Kitaplarla konuşan Can’ın bu küçük, sevimli dükkânında yeni arkadaşlarıyla, farklı türde kitaplarla tanıştı. Dünyası onların bakışı, hayalleri ve düşünceleriye genişledi. Kedilerle, ziyaretçilerle ve Can’ın bitmez kitap sevgisiyle geçen zamanın ardından, Macera için yeni bir şans daha doğdu. Yeni deneyimlerin yolunu açan yeni bir ikinci şans...
Bu romanında okurlarını kitapçı ve kütüphane raflarında bir gezintiye çıkaran Dicle Keskinoğlu, hikâyeyi kitapların dilinden kaleme alıyor. Hayata, insanlara ve okurluğa kitapların gözünden bakarken, doksanlı yılların atmosferinde çok katmanlı bir arkadaşlık öyküsü anlatıyor.