İbn Haldun’a (ö. 808/1406) ve onun meşhur Mukaddime’sinde kurucusu olduğunu belirttiği umrân ilmine yönelik ilgi, on dokuzuncu yüzyılın sonlarından bu yana giderek artan bir ivmeye sahip. Görece küçük hacimli bu eserinde İbn Haldûn’un insan, tarih, toplum ve siyasete dair derinlikli tahlilleri, onun her daim yeniden okunup yorumlanabilmesine de imkân sağlıyor. Elinizdeki kitabın öncelikli amacı da bu imkânı, umrân ilminin anahtar kavramlarından biri olan asabiyet etrafında fiile çıkarmaktan ibaret.
Asabiyetin, toplumsal-siyasal teleolojik süreçlerdeki nedensel bağıntıların tespitinin nasıl mümkün olacağı sorusu etrafından analiz edildiği bu kitapta, felsefedeki madde-suret teorisine müracaat edilerek bir taraftan onun biri yaşama,
Tükendi
Gelince Haber Verİbn Haldun’a (ö. 808/1406) ve onun meşhur Mukaddime’sinde kurucusu olduğunu belirttiği umrân ilmine yönelik ilgi, on dokuzuncu yüzyılın sonlarından bu yana giderek artan bir ivmeye sahip. Görece küçük hacimli bu eserinde İbn Haldûn’un insan, tarih, toplum ve siyasete dair derinlikli tahlilleri, onun her daim yeniden okunup yorumlanabilmesine de imkân sağlıyor. Elinizdeki kitabın öncelikli amacı da bu imkânı, umrân ilminin anahtar kavramlarından biri olan asabiyet etrafında fiile çıkarmaktan ibaret.
Asabiyetin, toplumsal-siyasal teleolojik süreçlerdeki nedensel bağıntıların tespitinin nasıl mümkün olacağı sorusu etrafından analiz edildiği bu kitapta, felsefedeki madde-suret teorisine müracaat edilerek bir taraftan onun biri yaşama, diğeri yasama iradesine dönük ikili yapısı -birini diğerinin lehine ortadan kaldırmadan- kendi teorik izleklerinde takip edilirken, diğer taraftan bunlar arasındaki ayrılmaz pratik birliktelik de başarıyla gözler önüne seriliyor.