Türkiye ekonomisi yeni bir testten geçiyor. Bu test diğerlerinden biraz farklı. Geçen sayının editör’den köşesinde yazdığım gibi *kurumsal yapılarda* sorun büyük. Yıkılan yapılar üzerine ya doğru yapılar kurulamadı ya da hiçbir yapı kurulmadı. Bu durum iş dünyasından kamuya, bireylere kadar uzanan bir boşluğun doğmasına neden oldu.
Bir işadamı dostum geçen hafta bana şöyle bir cümle kurdu: *Hangi tarafta yer alırsanız alın, herkes büyük yara aldı, ortada güven kalmadı*. O bunu söyleyince, kendisine sempatim pek olmasa da F. Fukuyama’nın *güvenin olmadığı yerde hiçbir şey olmaz* sözü aklıma geldi. Türkiye’de de öyle oldu ki, geçen ay açıklanan tüketici ve reel kesim güven endekslerinde önemli kayıplar gerçekleşti.
2001 kr
Tükendi
Gelince Haber VerTürkiye ekonomisi yeni bir testten geçiyor. Bu test diğerlerinden biraz farklı. Geçen sayının editör’den köşesinde yazdığım gibi “kurumsal yapılarda” sorun büyük. Yıkılan yapılar üzerine ya doğru yapılar kurulamadı ya da hiçbir yapı kurulmadı. Bu durum iş dünyasından kamuya, bireylere kadar uzanan bir boşluğun doğmasına neden oldu.
Bir işadamı dostum geçen hafta bana şöyle bir cümle kurdu: “Hangi tarafta yer alırsanız alın, herkes büyük yara aldı, ortada güven kalmadı”. O bunu söyleyince, kendisine sempatim pek olmasa da F. Fukuyama’nın “güvenin olmadığı yerde hiçbir şey olmaz” sözü aklıma geldi. Türkiye’de de öyle oldu ki, geçen ay açıklanan tüketici ve reel kesim güven endekslerinde önemli kayıplar gerçekleşti.
2001 krizi sonrasında öne çıkan sektör inşaat sektörü oldu. İnşaat sektörünün kalbi de konut sektörü ve alışveriş merkezleri (AVM) olarak karşımıza çıktı. Türkiye AVM inşaatında dünyada başı çekiyor. Biz de bu sayıda, kapak konusunu Türkiye’nin “AVM Sevdasına” ayırdık. Genç akademisyen arkadaşımız Mert Can Duman’ın “Türkiye’de (Neden Bu Kadar) Çok AVM Var?” başlıklı makalesini ilgiyle okuyacağınızı tahmin ediyorum.
Erinç Yeldan ve Turan Subaşat, ekonomide yaşananlara ışık tutacak makaleler kaleme aldılar. Serdar Sayan ise, Türkiye’nin unutmaya başladığı rekabet ve piyasa fiyatını yeniden öne çıkartan bir makale yazdı.
Aramıza yeni katılan Levent Özübek bu sayıda Mihail Lermontov’u ele aldı ve “Altın Bulutlar Ağlıyor” başlıklı yazısı ile beni, otuz yıl önce DTCF’de Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde okuduğum günlere götürdü. Levent Özübek bizi yazılarına alıştırdı, artık ne biz ondan kopabiliriz ne de o bizden kopabilir gibime geliyor.
Bu sayıdan itibaren geçen sayı çalışmasını yayınladığımız OECD Türkiye Masası Müdürü Rauf Gönenç danışma kurulumuza katıldı, büyüyoruz, gelişiyoruz.
İTD’nin twitter hesabında takipçi sayısı 2600’ü buldu. Takipçilerimize küçük bir çağrıda bulunuyorum; gerçekten bizi takip etmek istiyorsanız, İTD’yi satın alınız, abone olunuz. Bulunmadığımız kentler var; fakat dergiyi internet üzerinde, İTD web sayfasından, D&R ve İdefix web satış noktalarından satın alabilirsiniz.
Okuyarak ve sevgiyle kalın.