Günümüzde iletişim alanında erişilen hız ve farklı ifade biçimlerinin ferdî ve toplumsal hayatı hangi düzeyde etkilediği; insanın gerçeklik algısını, zaman, mekân ve nesnelerle olan ilişkisini nasıl belirlediği sorusu araştırmaların odak noktasını teşkil etmektedir. Sözlü iletişimden metinsele, tek taraflı görsel iletişime ve nihayet interaktif medya kültürüne uzanan tarihsel süreçte, düşünce biçimleri ve değer yargılarının da değişmesi konunun önemini daha da artırmıştır.
Sürekli genişleyen bu sorgulamada yürürlükteki temel iletişim ve medya teorileri kendi aralarında ayrışıp çelişkili söylemler inşa ederken, günümüzde klasik teori anlayışının geçerliliğini yitirmeye başladığı ve yerini çok mantıklılığı ve disiplinler-arasılığı ge
Tükendi
Gelince Haber VerGünümüzde iletişim alanında erişilen hız ve farklı ifade biçimlerinin ferdî ve toplumsal hayatı hangi düzeyde etkilediği; insanın gerçeklik algısını, zaman, mekân ve nesnelerle olan ilişkisini nasıl belirlediği sorusu araştırmaların odak noktasını teşkil etmektedir. Sözlü iletişimden metinsele, tek taraflı görsel iletişime ve nihayet interaktif medya kültürüne uzanan tarihsel süreçte, düşünce biçimleri ve değer yargılarının da değişmesi konunun önemini daha da artırmıştır.
Sürekli genişleyen bu sorgulamada yürürlükteki temel iletişim ve medya teorileri kendi aralarında ayrışıp çelişkili söylemler inşa ederken, günümüzde klasik teori anlayışının geçerliliğini yitirmeye başladığı ve yerini çok mantıklılığı ve disiplinler-arasılığı gerektiren meta-teorilere bıraktığı görülür.
İletişim ve televizyon teorilerinin esas kabul ettikleri ontolojik kabullere göre sınıflandırılıp karşılaştırılacağı bu incelemede, söz konusu teorilerin güç iddialarından çok zayıf yanlarının ortaya çıkartılmasına çalışılarak, bu alanda yapılacak olan tartışmalara katkı sağlanması amaçlanmıştır.