Bir buçuk asır süren kuruluş döneminin ardından bir buçuk asır kadar da cihanşümul bir sayeset izleyerek genişleme ve yükseliş devri yaşayan Osmanlı Devleti , 16. yüzyıl sonlarından itibaren iç ve dış etkenlerle güç kaybetmeye başlamıştır. 17. yüzyıl ortalarında baba oğul Köprülüler`in idaresinde tamamen toparlanan Devleti-i Aliyye , Merzifonlu Kara Mustafa Paşa`nın Viyana`ya yönelik askeri hareketı ile başlayan ve Kurtal İttifak devletleriyle pek çok cephede yıllarca süren savaşlarda büyük topralkar kaybetmiştir.
Karlofça Antlaşması`ndan sonra geleneksel kanun-ı kadim anlayışının dışında arayışlara başlanmıştır. 18. yüzyılın ilk çeyreğinde kaybedilen toprakların geri alınması için önce Rusya`ya , sonra da Venedik ve Avusturya`ya y
Tükendi
Gelince Haber VerKarlofça Antlaşması’ndan sonra geleneksel kānûn-ı kadim anlayışının dışında arayışlara başlanmıştır. XVIII. yüzyılın ilk çeyreğinde kaybedilen toprakların geri alınması için önce Rusya’ya, sonra da Venedik ve Avusturya’ya yönelik hamlelerden kalıcı sonuçlar alınamamıştır. Son başarılı Belgrad Antlaşmaları ile başlayan uzun barış döneminde mevcudu muhafaza siyaseti ve askerî ıslahat girişimleriyle devlet eski gücüne kavuşturulmak istenmiş, fakat kalıcı başarılar bu sefer de elde edilememiştir.
Bu kitapta 1648-1757 yılları arasının askerî ve siyasî olayları IV. Mehmed, II. Süleyman, II. Ahmed, II. Mustafa, III. Ahmed, I. Mahmud ve III. Osman gibi yedi padişahın biyografileri çerçevesinde ele alınıyor.