Varlığını kendi zamanında güçlü biçimde hissettiren her değer -bütün eksikliğine rağmen- önünde sonunda insanların ilgisini kendi üzerine çekmeyi başarır ve üstelik kendini insanlara kendine özgü cazibesiyle dayatır. Öyle ki adeta çağını aşarak sonraki çağa katılmak ister. Birçoğumuzca Ebû Hâmid Muhammed b. Muhammed el-Gazâlî (ö. 505 / 1111) işte böyle bir değerdir. Asırlar önce yaşamış bir düşünürü günümüze taşıyan şey, sadece geçmişte bazı ilmî sâhalara etki etmesi değil, bununla birlikte incelediği bazı konuların zamanımızda da tazeliğini kor
Tükendi
Gelince Haber VerVarlığını kendi zamanında güçlü biçimde hissettiren her değer -bütün eksikliğine rağmen- önünde sonunda insanların ilgisini kendi üzerine çekmeyi başarır ve üstelik kendini insanlara kendine özgü cazibesiyle dayatır. Öyle ki adeta çağını aşarak sonraki çağa katılmak ister. Birçoğumuzca Ebû Hâmid Muhammed b. Muhammed el-Gazâlî (ö. 505 / 1111) işte böyle bir değerdir. Asırlar önce yaşamış bir düşünürü günümüze taşıyan şey, sadece geçmişte bazı ilmî sâhalara etki etmesi değil, bununla birlikte incelediği bazı konuların zamanımızda da tazeliğini koruyor olması, başka deyişle çözmek üzere ele aldığı insanın temel varoluşsal sorunlarının hâlâ çözülememiş olmasıdır. Neliği daima araştırılıp soruşturulan insanın, bilgi ve iktidarla ilişkisi kuşkusuz o sorunlardan biridir. Kitapta yazar, insanın yetkinlik sevgisi bağlamında Gazâlî’nin kemâl, ruh, kudret (iktidar) ve bilgi kavramlarına odaklanmaktadır. Ne var ki söz konusu kavramlar, kitabın boş sayfalarına yalnız buyurmamış, yanlarında başkalarını da getirmekte bir beis görmemişlerdir. Sözgelimi bilgi –Gazâlî’nin ona dost kıldığı– sevgiyi getirmiş ve doğrusu böylece kitabın çok daha renkli hâle gelmesini sağlamıştır.