Geleneksel değerlerin hükmünü yitirdiği, teknobiyoloji ve bilgi teknolojilerinin hükmettiği günümüzün dünyası büyük bir kırılma yaşıyor. Yaşamımızdan silinen sahiciliğin yerini sanallık ve yapaylık aldı bile. Tükettiğimiz besinlerden tutun, kurduğumuz insani ilişkilere varana kadar her şey bu “teknomedyatik dünya” tasarımının şablonların uygun biçimde şekilleniyor.
“Bu başı sonu belirsiz sarmal içinde yitirdiğimiz hakikati nasıl geri kazanacağız?” Erol Göka İnternet ve Psikolojimiz’de bu çetin sorunun cevabını arıyor. İçinde bulunduğumuz hunhar yeni dünyayı psikodinamik varoluşçu yaklaşımı be
Tükendi
Gelince Haber VerGeleneksel değerlerin hükmünü yitirdiği, teknobiyoloji ve bilgi teknolojilerinin hükmettiği günümüzün dünyası büyük bir kırılma yaşıyor. Yaşamımızdan silinen sahiciliğin yerini sanallık ve yapaylık aldı bile. Tükettiğimiz besinlerden tutun, kurduğumuz insani ilişkilere varana kadar her şey bu “teknomedyatik dünya” tasarımının şablonların uygun biçimde şekilleniyor.
“Bu başı sonu belirsiz sarmal içinde yitirdiğimiz hakikati nasıl geri kazanacağız?” Erol Göka İnternet ve Psikolojimiz’de bu çetin sorunun cevabını arıyor. İçinde bulunduğumuz hunhar yeni dünyayı psikodinamik varoluşçu yaklaşımı benimsemiş bir ruhiyatçının bakış açısıyla gözlemliyor ve meseleyi etraflıca kavramayı hedefliyor. Olguları objektif bir şekilde ele almak için azami gayret ederken, gözlemleyenin gözlemin dışında tutulamayacağı bir işe giriştiğinin farkındalığıyla hareket ediyor. Hepimizi temkinli olmaya, aklıselime ve olup biteni birlikte derinlemesine düşünmeye davet ediyor.