““Tasavvuf müslümanların hayatına güzellik ve zenginlik kazan¬dırmıştır. İlk dönemlerden itibaren Müslümanların dini daha iyi anlama ve yaşama talep ve gayretlerine itikat ve fıkıh cephesin¬den ayrı olarak, tasavvuf adı altında özetlenebilecek üçüncü bir cephe ve zenginlik kazandırılmıştır. Tasavvuf kelimesi ayet ve hadislerde geçmez. Hicri 2.yy’da, kişinin kendi iç dünyasındaki derinlik ve zenginliği, coşkulu dindarlığını ifade eden zühd, tak¬va ve ibadet gibi ifadeler kullanılıyordu. Böyle kimselere de zâhid ve âbid deniliyordu. Hicri 3.yy’dan sonra daha kapsamlı olarak tasavvuf, sufi, sufiye gibi
Tükendi
Gelince Haber Ver““Tasavvuf müslümanların hayatına güzellik ve zenginlik kazan¬dırmıştır. İlk dönemlerden itibaren Müslümanların dini daha iyi anlama ve yaşama talep ve gayretlerine itikat ve fıkıh cephesin¬den ayrı olarak, tasavvuf adı altında özetlenebilecek üçüncü bir cephe ve zenginlik kazandırılmıştır. Tasavvuf kelimesi ayet ve hadislerde geçmez. Hicri 2.yy’da, kişinin kendi iç dünyasındaki derinlik ve zenginliği, coşkulu dindarlığını ifade eden zühd, tak¬va ve ibadet gibi ifadeler kullanılıyordu. Böyle kimselere de zâhid ve âbid deniliyordu. Hicri 3.yy’dan sonra daha kapsamlı olarak tasavvuf, sufi, sufiye gibi terimler kullanılmaya başlanıldı. Bir dönem sonra da tasavvuf ayrı bir ilim ve davranış biçimi olarak ortaya çıktı.”” R. El Bûtî. İslam akaidi.19.s.