Mehmed Ali Aynî`nin Fransızca olarak kaleme aldığı, 1938`de Paris`te yayımlanan İslâmın Büyük Velisi Abdülkadir Geylânî isimli biyografisi ilk defa Türkçe olarak yayımlanmaktadır. Geylânî`nin öğretisi 850 yıldır zihin ve ruh dünyamızı aydınlatmaktadır. Onun sadece şu sözlerine bile kalbimizi raptetmeye ve davranışlarımızın en temel kaidesi yapmaya ne kadar da ihtiyacımız var...
"... İnsanlar, biricik velinimetimiz olan Allah’ı ve mahlûkatı üzerindeki egemenlik haklarını unutarak aciz insanlara başvururlar. Aradıkları huzuru ve mutluluğu bulmak için, hayallerini onların üstüne bina ederler... Bilmeliyiz ki iyiliklerin yegâne kaynağı O’dur. İnancını ve güvenini, basit ve zayıf bir yaratığa bağlayan bir insanın bu hareketi, elini suya
Tükendi
Gelince Haber VerMehmed Ali Aynî`nin Fransızca olarak kaleme aldığı, 1938`de Paris`te yayımlanan İslâmın Büyük Velisi Abdülkadir Geylânî isimli biyografisi ilk defa Türkçe olarak yayımlanmaktadır. Geylânî`nin öğretisi 850 yıldır zihin ve ruh dünyamızı aydınlatmaktadır. Onun sadece şu sözlerine bile kalbimizi raptetmeye ve davranışlarımızın en temel kaidesi yapmaya ne kadar da ihtiyacımız var...
"... İnsanlar, biricik velinimetimiz olan Allah’ı ve mahlûkatı üzerindeki egemenlik haklarını unutarak aciz insanlara başvururlar. Aradıkları huzuru ve mutluluğu bulmak için, hayallerini onların üstüne bina ederler... Bilmeliyiz ki iyiliklerin yegâne kaynağı O’dur. İnancını ve güvenini, basit ve zayıf bir yaratığa bağlayan bir insanın bu hareketi, elini suya daldırıp da ayasıyla suyu sıkıca sıkan ve böylece suyu tuttuğunu sanan insanınki gibidir. Günler, aylar ve hatta yıllar boyunca, bir kimsenin ihtiyaçlarını karşılayan bir insanı düşünelim. Elbet bir gün gelir, imkânları azalır, yoksullaşır ve o zaman onun cömertliği kesilir. İşte biz bütün sebeplerin ilk sebebi ve ortaya çıkarıcısı olarak, sadece Allah’a başvurmalıyız. Nasıl ki bütün rızıkları sadece O`ndan beklememiz gerekiyorsa, yürekten isteyeceğimiz bütün lütufları da lütfedecek olan O`dur. O`nun lütuf hazineleri sonsuzdur. O, ihtiyaçlarımızı karşılamak için hiçbir sıkıntıya düşmez. O bizi bırakmaz, bizim aşırı ve aykırı davranışlarımıza karşılık bizi terk etmez… İnsanlar, susuzluk acısı çekenleri cezbeden ve düş kırıklığına uğratan çöl seraplarını andırır. Allah’a inanan ve O’na güvenen insan için, onun iman gücü; bir babanın, bir annenin, dostların, zenginliğin ve gücün sevgisine dayanma ihtiyacından onu kurtarır. Kısacası mümin, artık sadece Allah’la rabıta halindedir, hatta başkasıyla münasebeti bulunduğu zaman bile..."