Yaratılışın mahiyeti, geçmiş ümmetlerin başına gelenler, peygamberler tarihi, geleceğe ilişkin bazı hususlar, kıyamet ve ahiret ahvali gibi konularda Müslümanların sahip oldukları bazı kabullerde, algılarda ve sosyo-politik tutumlarda İslam kaynaklı olmayan bilgilerin ne kadar belirleyici olduğu meselesi, İslam tarihi boyunca gündemdeki yerini korumuştur. Bu türden İslam dışı unsurlar “israiliyat” kavramı altında ifade edilmiş, bu bağlamda, israiliyat ve benzeri rivayetlerin meşruiyeti ve değeri üzerinde durulmuştur.
Kuşkusuz, Ehl-i Kitap kaynaklı bilgilere ve anlatılara karşı sorgulama ve teyakkuz halinde olma, İslam’ın erken dönemlerinde
Tükendi
Gelince Haber VerYaratılışın mahiyeti, geçmiş ümmetlerin başına gelenler, peygamberler tarihi, geleceğe ilişkin bazı hususlar, kıyamet ve ahiret ahvali gibi konularda Müslümanların sahip oldukları bazı kabullerde, algılarda ve sosyo-politik tutumlarda İslam kaynaklı olmayan bilgilerin ne kadar belirleyici olduğu meselesi, İslam tarihi boyunca gündemdeki yerini korumuştur. Bu türden İslam dışı unsurlar “israiliyat” kavramı altında ifade edilmiş, bu bağlamda, israiliyat ve benzeri rivayetlerin meşruiyeti ve değeri üzerinde durulmuştur.
Kuşkusuz, Ehl-i Kitap kaynaklı bilgilere ve anlatılara karşı sorgulama ve teyakkuz halinde olma, İslam’ın erken dönemlerinden itibaren az ya da çok süregelen bir tartışma konusu olmuştur. Bu noktada, Hz. Peygamber’den nakledilen bazı hadisler israiliyat kaynaklı anlatılara dair “yasaklayıcı”, “ruhsat verici” veya “uzlaştırıcı” şeklinde nitelenebilecek farklı tutumlara dayanak kılınmıştır. Bu tartışmalara rağmen, israiliyat kaynaklı nakiller, tefsir ve hadis kaynakları başta olmak üzere İslami literatürde kendine yer bulmuş ve çeşitli konuların anlaşılması ve yorumlanmasında başvurulan önemli kaynaklar olarak varlığını sürdürmüştür.