İstihbarat Üzerine
İstihbarat konusunda başlarda hedef kitle sadece askerler, istihbarat ve güvenlik uzmanları ile diplomatlar iken şimdilerde bürokratlardan iş insanlarına, akademisyenlerden öğrencilere hatta ilgili vatandaşlara kadar çok farklı kesimlerden insanlar istihbarat konusuna ilgi duymaya başlamıştır. Bu ilginin iki temel nedeni olduğunu söyleyebiliriz. Bunlar; yaşanan istihbarat başarısızlıklarının meydana getirdiği toplumsal merak ile istihbarat disiplinin kendi literatürünü oluşturmaya başlaması ve istihbarat çalışma
Tükendi
Gelince Haber Verİstihbarat Üzerine
İstihbarat konusunda başlarda hedef kitle sadece askerler, istihbarat ve güvenlik uzmanları ile diplomatlar iken şimdilerde bürokratlardan iş insanlarına, akademisyenlerden öğrencilere hatta ilgili vatandaşlara kadar çok farklı kesimlerden insanlar istihbarat konusuna ilgi duymaya başlamıştır. Bu ilginin iki temel nedeni olduğunu söyleyebiliriz. Bunlar; yaşanan istihbarat başarısızlıklarının meydana getirdiği toplumsal merak ile istihbarat disiplinin kendi literatürünü oluşturmaya başlaması ve istihbarat çalışmalarının yeni bir akademik alan olarak büyük ilgi görmesidir.
Yaşanan istihbarat başarısızlıkları her kesimden insanın bu alana ilgi duymasına sebep olmuş ve istihbaratı, casusluk konulu gerilim kurgu romanları ve James Bond gibi ajan filmleri etrafında zihinlerde oluşturulan bir mit olmaktan kurtarmıştır. Bu nedenle; okunması kolay, anlaşılır, farkındalık oluşturan ve istihbaratı sevdireceğini düşündüğüm bu bilimsel çalışmanın okuyucunun istifadesine sunulmasını önemsiyorum. Diğer yandan, istihbarat literatürüne ilişkin ilk ciddi çalışmalar II. Dünya Savaşı’nın bitimini takip eden yıllarda (1950-1960) başlamış ve günümüzde artan bir oranda devam etmektedir. Prof. Sherman Kent’in ifade ettiği üzere, “İstihbaratın kendi literatürü olmalıdır ve bu literatür sayesinde istihbarat disiplinini geliştirmek mümkün olabilecektir. Bu çalışma ile az da olsa istihbarat literatürünün gelişimine katkı sağlamaktan memnuniyet duymaktayım. Çalışma kapsamında ele alınan birçok spesifik alanda, derinlemesine inceleme yapılma ihtiyacının bulunduğu da diğer bir gerçektir.
Bu çalışmanın, öncelikle bilimsel düşünme ve araştırma isteği uyandırması ve her seviyede araştırmaya yönlendirmesi oranında amacına ulaşacağını ümit ediyorum.