Ayşe Yazıcılar, kaleme aldığı bu kitapta on iki farklı düşünce akımının tarihi ve tarifini titizlikle inceliyor.
Kitapta yer alan düşünce akımları şöyle sıralanıyor; nihilizm, hedonizm, emperyalizm, feminizm, kapitalizm, minimalizm, narsisizm, oryantalizm, romantizm, sekülerizm, siyonizm, şovenizm
Bir hayat tarzı olarak sunulan ve yaşam biçimlerine tesir eden *izm*ler bu seçkinin hareket noktası olmuş.
Bu akımların ortaya çıkışları, tarihi süreçleri, günümüze yansımaları hakkında açıklayıcı bilgiler veriliyor.
Alanlarında usta isimlerin konu ile alakalı görüşleri yer alıyor.
Gençlerin gündelik hayat rutinlerine İzm’ler bağlamında mercek tutuluyor.
Yazar son derece sade ve anlaşılır bir dil kullanmış
Tükendi
Gelince Haber VerAyşe Yazıcılar, kaleme aldığı bu kitapta on iki farklı düşünce akımının tarihi ve tarifini titizlikle inceliyor.
Kitapta yer alan düşünce akımları şöyle sıralanıyor; nihilizm, hedonizm, emperyalizm, feminizm, kapitalizm, minimalizm, narsisizm, oryantalizm, romantizm, sekülerizm, siyonizm, şovenizm
Bir hayat tarzı olarak sunulan ve yaşam biçimlerine tesir eden “izm”ler bu seçkinin hareket noktası olmuş.
Bu akımların ortaya çıkışları, tarihi süreçleri, günümüze yansımaları hakkında açıklayıcı bilgiler veriliyor.
Alanlarında usta isimlerin konu ile alakalı görüşleri yer alıyor.
Gençlerin gündelik hayat rutinlerine İzm’ler bağlamında mercek tutuluyor.
Yazar son derece sade ve anlaşılır bir dil kullanmış, akıcı bir üslup benimsemiş.
Yazıcılar’ın ön sözde kurduğu “Bu kitap İzm’ler çerçevesinde meseleleri tespit, hassas gerçekleri tahlil, vakıaya tarihi tecrübeler ışığında mütevazi bir teşviktir.” cümlesi kitabın karakterini özetler nitelikte.
İzm’ler, felsefe kitapları arasında ya da tarihin tozlu sayfalarında mı kaldı?
Günümüz dünyasında neredeler, nereye tutunuyorlar?
Düşünce dünyamıza hangi izm ne kadar ve ne şekilde tesir ediyor, fark edebiliyor muyuz?
İzm’lerin her birisi farklı bir hayat tarzı teklifinde mi bulunuyor?
Gündelik hayatımıza yansımaları nelerdir?
Önümüze sunulan, parlatılan, özendirilen yaşam biçimlerinin aslında sağlam bir temeli ve emeli olabilir mi?
İzm’lerden bağımsız düşünmek, İzm’ler üstü bir hayat tarzı benimsemek mümkün mü?
En önemli soru ise şu; bu İzm’ler “Ne Kadar Bizim?”