Amerikalı yazar Mark T. Mustian’ın romanı Jandarma, unutmanın ve hatırlamanın, birbiriyle kesişen, birbirine teğet geçen hayatların incecik işlenmiş hikâyesi. Beyin tümörü teşhisi konulan doksan iki yaşındaki Emmett Conn’un Wadesboro, Georgia’daki sessiz hayatı, görmeye başladığı rahatsız edici rüyalarla altüst olur. Bu rüyalarda kendini 1915’te, Anadolu’nun çorak ovalarından Halep’e doğru ilerleyen bir tehcir kafilesinin başında, Ahmet adında genç bir jandarma olarak görür. Ahmet, görevini yerine getirdikten sonra uzun zamandır hayal ettiği gibi cepheye asker olarak gönderilebilecektir. Ancak bir gece, kafilesinden genç bir kadın, Araksi’yle yollarının kesişmesi, Ahmet’e katı inançlarını ve değerlerini sorgulatmaya başlayacaktır. Bu kar
Tükendi
Gelince Haber VerAmerikalı yazar Mark T. Mustian’ın romanı Jandarma, unutmanın ve hatırlamanın, birbiriyle kesişen, birbirine teğet geçen hayatların incecik işlenmiş hikâyesi. Beyin tümörü teşhisi konulan doksan iki yaşındaki Emmett Conn’un Wadesboro, Georgia’daki sessiz hayatı, görmeye başladığı rahatsız edici rüyalarla altüst olur. Bu rüyalarda kendini 1915’te, Anadolu’nun çorak ovalarından Halep’e doğru ilerleyen bir tehcir kafilesinin başında, Ahmet adında genç bir jandarma olarak görür. Ahmet, görevini yerine getirdikten sonra uzun zamandır hayal ettiği gibi cepheye asker olarak gönderilebilecektir. Ancak bir gece, kafilesinden genç bir kadın, Araksi’yle yollarının kesişmesi, Ahmet’e katı inançlarını ve değerlerini sorgulatmaya başlayacaktır. Bu karmakarışık rüyalarının kaynağına inmekte kararlı olan Emmett, hem Ermeni Soykırımı, hem de kendi geçmişiyle ilgili korkunç gerçeklerin perdesini aralayacak, Araksi’nin kim olduğunu ararken kendisinin kim olduğunu bulacaktır. Failliğin sınırlarında dolaşan, okuyucuyu hafızanın karanlık dehlizlerine indirmekten çekinmeyen Jandarma, hatıraların kırılganlığı, kefaretin gerçekten mümkün olup olmadığını üzerine düşünen etkileyici bir roman.