Düşlerimiz gerçek olsaydı ne olurdu?
Peki, ya Kabuslarımız?
İtalya`nın antik Pompei kentinde 2012 yılında başlayan ve 10 yıldır devam eden gizemli bir kazı çalışmasını yürüten Arkeolog John Smith, bir gün tuhaf bir heykel bulur ve küçük kızı Elsa onun bu heykeli bulup eve getirmesinden sonra, bir gece aniden tuhaf ve korkunç kabuslar görmeye başlar. İlk başta önemsenmeyen bu rüyalar, Arkeoloğun ve daha sonra da tüm dünyanın kaderini değiştiren, yaklaşan korkunç bir felaketle ilgili bir dizi şifreli mesaj içermektedir ve daha da korkuncu, zamanla bu kabuslar gerçekleşmeye başlar. Bu şey
Tükendi
Gelince Haber VerDüşlerimiz gerçek olsaydı ne olurdu?
Peki, ya Kabuslarımız?
İtalya`nın antik Pompei kentinde 2012 yılında başlayan ve 10 yıldır devam eden gizemli bir kazı çalışmasını yürüten Arkeolog John Smith, bir gün tuhaf bir heykel bulur ve küçük kızı Elsa onun bu heykeli bulup eve getirmesinden sonra, bir gece aniden tuhaf ve korkunç kabuslar görmeye başlar. İlk başta önemsenmeyen bu rüyalar, Arkeoloğun ve daha sonra da tüm dünyanın kaderini değiştiren, yaklaşan korkunç bir felaketle ilgili bir dizi şifreli mesaj içermektedir ve daha da korkuncu, zamanla bu kabuslar gerçekleşmeye başlar. Bu şeytani yaratık, kabuslarda latince konuşmaktadır ve onlardan tek bir şey istemektedir:
Kurban, olabildiğince çok Kurban.
Yani, her geçen gün daha çok insanın ölmesi!
Daha da ötesi, öte dünyadan, Cehennem`den geldiğini söyleyen bu Şeytan ve heykeli; küçük kızın rüyalarına girerek, dünyada bir dizi felaketi ve savaşı başlatmak için geldiğini söyler. Zamanla ona komutlar vermeye ve yönlendirmeye başlar. Küçük kız, zamanla farkında olmadan değişmeye başlamıştır, tabi ailesi ve dünya da değişmeye ve kötülüğe doğru sürüklenmeye başlamıştır.
Daha da ötesi, Cehennem`den gelen bu Şeytan ve heykeli, kabuslar yoluyla planlarını bir bir uygulamaya koyarken; Arkeolog John Smith ve arkadaşı Tarih Profesörü Gregory Kravnik, konuyu ve ne yapabileceklerini araştırmaya başladıkça, bu yaşanan sıradışı olayların tarihte bir ilk olmadığı anlarlar. Üstelik, İncil`de bile bu heykelden ve lanetinden bahsedilmektedir. Çünkü, 2000 yıl önce, tarihler MS 79`u gösterdiğinde Pompei ve tüm İtalya yarımadası Vezüv yanardağı patladığında korkunç bir yıkımla yok olduğunda ve lavlar altında kaldığında da, bu Şeytan yine küçük bir çocuğun kabuslarıyla daha önce de dünya ile iletişime geçmiştir ve yıkıma sürüklemiştir. Fakat bu, ikinci ve son uyarı ve yıkımdır. Yaklaşan Kıyamet için son bir uyarıdır. Elsa, sonunda ismi Gabriel olan bu çocuğun ruhuyla transa ve iletişime geçer ve herkes sonunda gerçeği ve bu Kabuslar`ın ve Şeytan`ın nasıl durdurulabileceğini öğrenir:
2000 yıl sonra tekrar faaliyete geçen Vezüv Yanardağı`nın içine girerek bu taş heykeli yanardağın tam merkezine, lavların içine bırakıp yok etmek.
Fakat, bu hiç de kolay olmayacaktır. Çünkü, geçmişi 1000 yıl öncesine, Tapınak Şövalyeleri`ne kadar uzanan ve onların devamı olan çok gizli ve gizemli bir Cemiyet de yüzyıllardır bu heykelin peşindedir. Daha da ötesi, aslında bu heykele tapmaktadırlar ve bir gece onu John Smith`in evinden gizlice kaçırırlar. Bu sırada kabusların etkisi iyice artmaktadır ve gerçekleşecek büyük bir felaket ise hızla yaklaşmaktadır.
Öyle ki, eğer bu felaket gerçekleşirse, artık dünya hiçbir zaman eskisi gibi olmayacaktır.
Ta ki, birisi veya birileri Onu ve Cehennem`den gelen bu kabusları durdurup yok edene kadar..