Örtünmeyi kadına farz kılan erkek değildi ki kadın kalksın bu zulümden kurtulmak için sorunu erkeğin önüne diksin. Bu durum Avrupa’daki gibi erkek ile kadın arasında bir sorun değildi. Kadına örtünmeyi farz kılan onun Rabbi ve yaradanıdır. Kişi eğer mü’min ise Rabbinin emrettikleri konusunda ona karşı mücadele etme veya seçenek hakkı yoktur.
Kaldı ki örtünme, temelde bir sorun değildir. Örtünme Resûlullah (sas) zamanında farz kılınmış, onun zamanında uygulanmış ve daha sonra da art arda on üç asır sürmüştür. Allah (cc) ve Resûlü’ne inanan hiçbir Müslüman da kalkıp kadının Peygamberimiz (sas) zamanında haksızlığa uğradığını ileri süremez.
Zulüm daha sonra, Müslümanların gerçek inançlarından ve onun gereklerinden geri
Tükendi
Gelince Haber VerÖrtünmeyi kadına farz kılan erkek değildi ki kadın kalksın bu zulümden kurtulmak için sorunu erkeğin önüne diksin. Bu durum Avrupa’daki gibi erkek ile kadın arasında bir sorun değildi. Kadına örtünmeyi farz kılan onun Rabbi ve yaradanıdır. Kişi eğer mü’min ise Rabbinin emrettikleri konusunda ona karşı mücadele etme veya seçenek hakkı yoktur.
Kaldı ki örtünme, temelde bir sorun değildir. Örtünme Resûlullah (sas) zamanında farz kılınmış, onun zamanında uygulanmış ve daha sonra da art arda on üç asır sürmüştür. Allah (cc) ve Resûlü’ne inanan hiçbir Müslüman da kalkıp kadının Peygamberimiz (sas) zamanında haksızlığa uğradığını ileri süremez.
Zulüm daha sonra, Müslümanların gerçek inançlarından ve onun gereklerinden geri kalmaları durumunda söz konusu olmuştur. Örtünme kesinlikle zulmün kaynağı, nedeni veya beraberindeki bir sorun değildir. Zira ‘örtünme’ Resûlullah’ın (sas) “İnsanların en hayırlıları benim asrımda yaşayanlardır.” buyurduğu en ideal asırda ortaya çıkmıştı. Ahlâkî ve manevi temizliğin, tüm beşeriyet tarihinde benzeri olmayan insânî yüceliğin beraberinde getirdiği bir değerdi. “Amaçlanan örtüyü atmaktır!”