Masal masal maliki, oğlu uşağı on iki. İki sıçan çatladı, damdan dama atladı. Biri boz bir ala vardım Kaz gölü çayırına. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde büyük bir ovanın kenarında bir köy varmış. Bu köyde mutlu mu mutlu bir aile yaşarmış.
Bu ailenin mor yağlıklı bir kızları varmış. Bu kız, güzel mi güze bir kızmış. Fakat bu kız son derece saf bir kızmış. Neyin iyi, neyin kötü olduğunu bilmiyormuş. Üstelik doğru dürüst konuşmasını da bilmiyormuş. Konu komşuya bağırır, kulakları sağır edermiş. Bir türlü ses tonunu ayarlamasını bilmezmiş. Zaman zaman misafirliğe gittiğinde merakından her yeri kar
Tükendi
Gelince Haber VerMasal masal maliki, oğlu uşağı on iki. İki sıçan çatladı, damdan dama atladı. Biri boz bir ala vardım Kaz gölü çayırına. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde büyük bir ovanın kenarında bir köy varmış. Bu köyde mutlu mu mutlu bir aile yaşarmış.
Bu ailenin mor yağlıklı bir kızları varmış. Bu kız, güzel mi güze bir kızmış. Fakat bu kız son derece saf bir kızmış. Neyin iyi, neyin kötü olduğunu bilmiyormuş. Üstelik doğru dürüst konuşmasını da bilmiyormuş. Konu komşuya bağırır, kulakları sağır edermiş. Bir türlü ses tonunu ayarlamasını bilmezmiş. Zaman zaman misafirliğe gittiğinde merakından her yeri karıştırırmış. Başına olmadık işler açarmış. Gürültü yapar, ev sahiplerini huzursuz edermiş.
Bir gün misafir olduğu yaşlı bir kadın, Mor Yağlıklı Kız’a açmış ağzını yummuş gözünü. Ne görgüsüzlüğünü koymuş, ne huysuzluğunu, ne arsızlığını koymuş, ne de hırsızlığını...