Şeyh Şamil
Ahulgoh Savunması… Mahşerin Provası… O Gün Adeta Kıyamet Gününe Benziyordu. Kızgınlıktan, Hiddetten Deliye Dönmüşler, Yere Akmakta Olan Kanın Çokluğundan Baygınlık Geçirenler, Ölümden Korkmaksızın Onun Yüzüne Bakarak İleri Atılıyorlardı. Anneler, Henüz Süt Emen Çocuklarını Bir Kenara Bırakarak Ellerine Geçirdikleri Silahlarla Saldırıyorlardı.
Bir Kadın İle Kocası Arasındaki Şu Diyalog İmanın, Kahramanlığın, Asaletin, Diğerkamlığın Zirvesinde Olan Bu Halkın Fedakarlığını Gözler Önüne Seriyor:
Kadın:
- Küçük Çocuğumuzu Ne Yapayım?
Kocası:
- Bug&uum
Tükendi
Gelince Haber VerŞeyh Şamil
Ahulgoh Savunması… Mahşerin Provası… O Gün Adeta Kıyamet Gününe Benziyordu. Kızgınlıktan, Hiddetten Deliye Dönmüşler, Yere Akmakta Olan Kanın Çokluğundan Baygınlık Geçirenler, Ölümden Korkmaksızın Onun Yüzüne Bakarak İleri Atılıyorlardı. Anneler, Henüz Süt Emen Çocuklarını Bir Kenara Bırakarak Ellerine Geçirdikleri Silahlarla Saldırıyorlardı.
Bir Kadın İle Kocası Arasındaki Şu Diyalog İmanın, Kahramanlığın, Asaletin, Diğerkamlığın Zirvesinde Olan Bu Halkın Fedakarlığını Gözler Önüne Seriyor:
Kadın:
- Küçük Çocuğumuzu Ne Yapayım?
Kocası:
- Bugün Çocuğu Düşüneceğimiz Gün Değil, Bizler, Her Birimiz, Ruhlarımıza Acımadan Bu Savaşta Yer Almak, Gayret Etmek Durumundayız.
Bu Cevap Üzerine Hiçbir İtirazda Bulunmadan Çocuğunu Eşarbıyla Kundaklayıp Dağın Bir Köşesine Bırakıp Silahını Eline Alıp Kocasının Yanı Başında Savaşa Katıldı. Fazla Zaman Geçmeden Delik Deşik Bir Halde Yere Yığılarak Şehit Oldular.